24 Mart 2012 Cumartesi

Sayı 4


Kızılirmak Gezisi ve Yağmur
Kuş gözlem toplulukları olarak yılın dördüncü gezisinde Kızılırmak Deltası'nda 28-29-30 Nisan tarihleri arasında üç günlük bir kamp için buluştuk. Kampa Ankara, Çorum, İstanbul, İzmir ve Samsun'dan yaklaşık 35 kuş gözlemcisi katıldı. Kampımızı muhteşem manzaralı Cernek Gölü kıyısına kurduk. Gözlemcilerden bir grup çadırlarda kalmayı tercih ederken, diğer bir grup da Doğanca Belediye Başkanı sayın İsmail Koparan'ın bizlere tahsis ettiği kooperatif binasında kaldı. Gezinin ilk gününü alanı tanıma ve serbest gezinti şeklinde geçirdik. İkinci gün ise üç ekibe ayrılarak sıkı bir sayım yaptık. 1. ekip Cernek Gölü'nü sağına alarak fener - koru - deniz kıyısı rotasını takip ederek bir yay çizdi. II. ekip ise bu rotanın tersini izleyerek Cernek Gölü solda olmak üzere saz kampı - Sarıkamış mevkii (Angıtlı) koru - deniz kıyısı şeklinde bir rota takip etti. Üçüncü ekip ise gözlemlerini koru içerisinde gerçekleştirdi. Kamp süresince havanın azizliğine uğramamız ve yağmurun peşimizi bırakmaması şanssızlığımızdı. Ancak yine de Kızılırmak Deltası'nın eşsiz manzarasında keyifli ve oldukça verimli sayımlar gerçekleştirdik. Saz kampı yakınlarında ilk gün görülen ak kuyruklu kızkuşu tüm kuşçuların favorisi oldu. İkinci gün ise alanda ürediği düşünülen saz horozu favorimizdi ama yalnızca birkaç şanslı kuşçu bu türü görebildi. Dönüş yolculuğu sırasında arabamız bozulunca zorunlu olarak mola verdik. Ancak bu defa şans bizden yanaydı; dişi bir bozkır delicesi tam karşımızda süzülüyordu. Müthiş bir keyifle dakikalarca bozkır delicesini izledik. Gezinin gerçekleşmesi için elindeki olanakları bize sunan ve bünyesinde bulunduğumuz Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne, Doğanca Belediye Başkanı sayın İsmail Koparan'a, topluluğa optik malzeme desteği veren Samsun Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Başmühendisliği'ne ve tabi ki Resul Abi'ye sonsuz teşekkür!er.
Arzu Gürsoy
Samsun Kuş Gözlem Topluluğu


Türkiye'de Yaşayan Kuşlar Kitabı
Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü "Türkiye'de Yaşayan Kuşlar" adında bir kuş rehber kitabı yayımladı. Ülkemizde yaşayan kuşlar hakkında bilgilerin yer aldığı metinler ve kuşların renkli çizimlerinden oluşan kitabın fiyatı 5 milyon lira. Kitabı edinmek için size en yakın Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Başmühendisliği'ne başvurabilirsiniz .

Nerede Neler Oluyor?

Avrupa Yarasa Gecesi
Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin 26 Ağustos 2000 tarihinde tüm Avrupa ile aynı günde gerçekleştireceği yarasa gecesine katılmak ister misiniz? Organizasyon boyunca Doğal Hayatı Koruma Derneği'nde bir sunuş gerçekleştirilecek ve akşam Sofular' da yarasaların mağaradan çıkışı izlenecektir. Uçan dostlarımızı daha yakından tanımak ve onlarla beraber keyifli bir akşam geçirmek amacıyla düzenlediğimiz bu etkinliğe hepiniz davetlisiniz. Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon için Arpat Özgül'e ve Doğal Hayatı Koruma Derneği'ne danışabilirsiniz:
Arpat Özgül Tel: 216 346 75 33
DHKD Tel: 212 528 20 30
ozgula@boun.edu. tr


Çorum'da Kaya Kartalı Ticareti
Çorum Kuş Gözlem Topluluğu belki de doğa korumacılığı konusunda en hızlı topluluklardan biri. Bakın bu aktif topluluktan geçenlerde nasıl bir haber geldi: 21 Haziran çarşamba günü köye gitmek üzere evden çıktığımda çarşıda bir arkadaşa rastladım. "Sana bir kuş göstereceğim" dedi. Bir dükkana girdik ve yerde yatan bir yavru kaya kartalı gördük. Nereden bulduklarını sorduğumda adamın birinin 10 milyona sattığını söyledi. Yabani hayvanların yakalanıp satılmasının yasak olduğunu anlattım ve Yaban Hayvanları Koruma Derneği'ne haber verdim. Beraberce kaya kartalının olduğu dükkana girdik, hangi adamdan aldıklarını araştırdık ve satan adamı bulduk. Gereken işlemleri Yaban Hayvanları Koruma Derneği sorumlusu yaptı ve ardından kaya kartalını veterinere götürdük. Gözünün birinde perdelenme olduğunu öğrendik. Hayvanın yuvasını bulduk ve yerine koyduk. Yarım saat sonra annesi geldi ve yavrusuyla beraber uçup gittiler. Nesli yok olmak üzere olan kaya kartalının hayatını kurtarmak bana çok büyük mutluluk verdi.
Fikret Ilıcalı
Çorum Kuş Gözlem Topluluğu

Çorum Kuş Gözlem Topluluğu'nu ve Yaban Hayvanları Koruma Derneği'ni (çorum) gösterdikleri duyarlılıktan ötürü kutluyoruz.

Diğer kuş gözlemcileri de yaşadıkları yerlerdeki hayvan satan mağazaları zaman zaman ziyaret ederek yaban hayvanı satılıyor mu diye kontrol edebilir ve ilgili kuruluşlara haber verebilirler. Yasadışı ticareti yapılan hayvanlar arasında kuşlardan başka sincap ve kara kaplumbağalarına da sık sık rastlanmaktadır. Ancak, bilindiği gibi yaban hayvanlarının ticareti yasaktır ve bu konuyla ülkemizde Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü ilgilenmektedir.


Siz de şikayetlerinizi yaşadığınız yerde Varsa Milli Parklar Başmühendisliklerine, yoksa Orman Bakanlığı il ve ilçe teşkilatlarına bildirebilirsiniz.
Bilgi için:
Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı
Genel Müdürlüğü
Av ve Yaban Hayatı Dairesi Başkanlığı
Yaban Hayatı Koruma Şube Müdürlüğü
Tel: 0 312- 212 63 00
Güneşin Aydemir
Doğal Hayatı Koruma Derneği


Hasankeyf Gezi Raporu
Sizinle 7 - 9 Mayıs 2000 tarihleri arasında Hasankeyf'e yaptığım gezimi paylaşmak istiyorum. Hasankeyf bugüne kadar coğrafi yapısı, tarihi ve mimari değerleriyle ön plana çıkmış bir yerleşimdir. Ben size bugüne kadar pek araştırılmayan, kuşlara yaşama ve üreme ortamı sağlayan Hasankeyf'den söz edeceğim. Hasankeyf' e indiğimde beni ilk karşılayan 50 - 60 bireylik sürüler halinde uçuşan pembe sığırcık sürüleri oldu. Bölgede toplam 500 bireyden oluşan bir popülasyon belirledim. Bölge halkından öğrendiklerime göre pembe sığırcıkların düzensiz olarak bölgeye gelerek ilçenin arka bölgelerindeki dut bahçelerinden beslendiklerini öğrendim. Türün ürediğini kesin olarak belirleyemesem de yüksek kayalıklardaki deliklerde bölge tutan bireyler gözlemledim.

Ne yazık ki birçok kuşa yaşam ortamı oluşturan bu eşsiz bölge bir süre sonra sular altında kalacak. Kayalıkların tepesinden bakarken küçük kerkenezlerin altınızdan süzüldüğünü izleyebileceğiniz sayılı yerlerden biri olan Hasankeyf'i bir an önce ziyaret etmenizi öneririm.
Murat Bozdoğan
İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu


Kuş Gözlem Toplulukları

İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu
6 Mayıs 2000'de Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan bir toplantıyla İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu'nun temelleri atıldı. 7 Mayıs 2000'de Terkos Gölü'ne ilk gezimizi gerçekleştirdik. Yaklaşık 20 kişiden oluşan topluluk, İstanbul'un diğer doğal alanlarına geziler düzenlemeye başladı. Topluluk iki haftada bir Beyoğlu'nda Nuh'un Ambarı'nda çarşamba akşamları toplantı yapıyor. Toplantılarda kuşları tanımaya yönelik konuşmalar ve dia gösterileri yapılıyor. İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu'nun etkinliklerinden haberdar olmak için topluluğun tartışma listesi olan yelkovan'a üye olabilirsiniz.
yelkovan-subscribe@egroups.com
Ayşe Yiğitol
İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu

ERKUŞ - Erciyes Üniversitesi Kuş Gözlem ve Gezi Kulübü
ERKUŞ 2000 yılının Şubat ayında kuruldu. Kulübün toplam 10 kadar aktif üyesi var. Yerleşkedeki Mediko-Sosyal Tesislerinde odası bulunan kulübe ait 10 adet de dürbün bulunuyor. ERKUŞ bütün Kayseri halkına açık olup üniversiteyle doğrudan ilişkisi bulunmayan katılımcıları da bünyesinde barındırıyor. ERKUŞ üyeleri şuana kadar Sultan Sazlığına, Tuzla(palas) gölüne ve Erciyese pek çok kuş gözlem gezisi düzenlediler. Zaman zaman kampüste de kuş gözleyen üyeler yakın zamanda Sultan Sazlığı ve Tuzla gölü kuşlarını izleme programını başlatacaklar.
ERKUŞ'a katılmak isteyenler Serkan Yılmaz'a drserkan@kaynet.com.tr adresinden, 0352 -234 35 42 'den, ERKUŞ danışmanı Dr. Uygar Özesmi 'ye uozesmi@erciyes.edu.tr adresinden ya da 0352 437 49 37 / 38200'den ulaşabilirler.

Ayrıntılı bilgi için: http://env.erciyes.edu.tr/erkus.html adresini ziyaret edebilirsiniz.


DHKD'de Kuş Korumacılığı'nın Geçmişi
Kuşçu Bülteninin ikinci sayısında "Doğa Korumacılıkta Önemli Kuş Alanları Yaklaşımı" başlığı altında, doğa korumacılığın güncel yönteminin temelinde yatan mantığı anlatmıştım. Bugün bu yazının devamı olarak Türkiye' de Önemli Kuş Alanları yaklaşımının uygulamalarını DHKD merkezli bir bakış açısıyla anlatmaya
çalışacağım. Söze DHKD'nin geçmişiyle ve kuş "takıntısının" nedenleriyle başlayalım: Türkiye'nin doğasını korumak amacıyla 1975 yılında yola çıkan bir grup insan, daha o zamandan çalışmalarda başarılı olmak için bayrak türlerin öneminin farkına varmış, Birecik'teki kelaynakların korunması çalışmalarına öncelik vererek, bu kuş türünü logo olarak seçmişti. Tabii kuşlara olan bu eğilimin en önemli nedenlerinden biri derneğin kurucuları arasında Salih Acar, Belkıs Acar ve Tansu Gürpınar gibi kuşlara büyük ilgi duyan kişilerin olmasıydı. Ancak derneğin kuş korumacılığına dönük etkinliklerinin yoğunlaşması, 1980'lerin ikinci yarısında Birdlife International (o zamanki adıyla ICBP) ile ilişkilerin güçlenmesi dönemine denk gelir. Öncelikle 1989 yılında bu kuruluşun Avrupa bölümü toplantısının Adana'da gerçekleştirilmesi ve yine aynı dönemde, gelişen ilişkiler çerçevesinde Hollandalı bir kuş uzmanı olan Gernant Magnin'in Birdlife International temsilcisi olarak Türkiye'de çalışmaya başlaması, DHKD'nin kuş korumacılığında bugün halen taşıdığı lider konumuna ulaşması sürecinin temel taşlarını oluşturmuştur.

Bu dönemde Birdlife International tüm Avrupa'yı kapsayan "Avrupa'nın Önemli Kuş Alanları" çalışmasını tamamlamış, sahip olduğu her biri çok önemli 78 ÖKA ile Türkiye'yi de korumada öncelikli ülkeler arasına almıştı. Bu çerçevede Türkiye' de önce bu kitabın Türkiye bölümünün Türkçe versiyonu basıldı. Daha sonra bu çalışmada belirtilen alanların korunması için sistematik çalışmalar başlatıldı. Bu başlangıç döneminde, benim halen Türkiye'nin en önemli alanı olarak gördüğüm Göksu Deltası'nın korunması üzerine yoğunlaşıldı. Dernek, sınırlı olanaklarıyla deltada dev bir yazlık kompleksi, bir karides çiftliği, bir de havaalanı projesinin üzerine gitti ve bir yıl süren ve adeta nefes kesen bir mücadele sonunda projeleri iptal ettirerek, alanın Özel Çevre Koruma Bölgesi olmasını sağladı. Kanımca Derneğimizin halen en büyük başarılarından biri olarak
gördüğüm bu gelişme, Köyceğiz-Dalyan başarısından sonra yerli ve yabancı bir çok kurumun (resmi, doğa koruma ve medya) ilgisinin bir kez daha dernek üzerinde yoğunlaşmasını sağladı. Dernek daha sonra Göksu Deltası'nda Entegre Sulakalan Yönetim Planı projesini yıllarca sürdürdü.

Tabii bütün bunları anlatırken biraz da içinde bulunulan koşulları ve o günün Türkiye'sini anlatmak gerek. Derneğin o dönemde hiçbir profesyonel çalışanı ve düzenli gelir kaynağı yoktu. Kışın yalnızca bir odası sobayla ısınan eski bir apartman dairesinde çalışıyordu gönüllüler. Dış koşullarsa şöyleydi: Çevre Bakanlığı ya da Sulakalanlar Dairesi Başkanlığı gibi birimler yoktu. Çevre koruma henüz yüksek sesle dile getirilir olmamıştı. Ortalıkta bu işle uğraşan gönüllü kuruluş ve kişi sayısı parmakla sayılıyordu. Kimse bu işe para vermiyor, çevre korumaya sponsorluk ise iş çevrelerinde telaffuz bile edilmiyor, bunun "çevreciler" arasında sözünün dahi edilmesi "davaya ihanet" olarak kabul ediliyordu. Klasik anlamda Türkiye'deki bir dernek için sıradışı olduğunu düşündüğünüz çalışmalar, arkadaş çevresinde ya da Ankara'da başvurulan resmi bir kurumda bıyıkaltı tebessümleriyle karşılanıyordu. Tabii o zamanlar her şey daha gerçekti!

Neyse, bunu kısa bir dönem tasviri olarak geride bırakıp yapılan işlere geri dönelim. Derneğin 1990'ların başındaki yeni "takıntıları" Büyük Menderes Deltası, Burdur Gölü ve Kızılırmak Deltası idi. Çeşitli uluslararası çevre koruma ve araştırma kuruluşlarının, bazı resmi kurumların ve yerel yöneticilerin ve "bir kısım" medyanın desteği ile Dernek, bu alanların korunmasında sonuçlarını çoğunuzun bildiği bazı başarılı adımlar attı. Tabii ki halen yapılamayanlar yapılanlardan çok fazla ne yazık ki bu alanların hiçbirinin geleceği bugün de tam anlamıyla garanti altına alınamadı.

Önemli kuş alanlarının korunması çalışmalarının yoğunlaşması, derneğin profesyonelleştiği, bir yandan kadrosunu güçlendirirken, diğer yandan da üye ve gönüllü sayısını hızla artırdığı bir döneme denk gelir. Zaten bu dönemde Çevre Bakanlığı ve bünyesindeki Sulakalanlar Şubesi kurulur, Orman Bakanlığı'nın da oluşturulmasıyla Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı işleri bir Genel Müdürlük düzeyinde ele alınmaya başlanır.
Özel Çevre Koruma Bölgeleri Kurumu da tüm gücüyle çalışmalarını yürütmektedir. Henüz yolun başındadırlar. Derneğin de bir yandan Ankara, diğer yandan da medya ve iş dünyası ilişkileri mükemmele yakın derecededir. Yoğunluğu Ankara'da olmak üzere (efsanevi AKGT) harika bir kuş gözlemcileri ekibi de oluşmuştur. Yani kısacası Türkiye'de çevre korumanın geleceği herkes için çok umut vericidir, ortalıkta müthiş bir iyimserlik ve heyecan vardır.

Daha sonra kurumların, kavramların, koruma statülerinin içleri boşaldı, birçok güzel iş bürokrasinin ağlarına takıldı ve en acısı koruma çalışmaları oluşan hantal bir yapının içerisinde yavaş yavaş doğa ve toplum üzerindeki etkinliğini yitirmeye başladı (tabii ki amacım halen yapılmakta olan birçok güzel işi gözardı etmek değil, yalnızca Türkiye için bugün varılması gereken nokta bunun çok daha ötesiydi demek istiyorum).

1992 yılından sonra Göksu, B. Menderes ve Kızılırmak deltalarını bölge ofislerinde yürütülen projelerle korumaya çalışan DHKD, aynı zamanda Önemli Kuş Alanları projesi dahilinde Ereğli Sazlığı, Sultansazlığı, Kuş Gölü, Burdur Gölü gibi alanlarda etkin koruma çalışmaları yürüttü. Diğer tüm alanların da sorunlarına kenarından köşesinden eğilmeye çalıştı. Yine bu dönemde yeni yeni ÖKA'lar tespit edildi. Özellikle sulakalanlar dışındaki alanlarda tür bazlı incelemeler düzenlendi (kara akbaba- toy, huş tavuğu gibi). Var olan yayının yetersiz kalması sonucu Gernant Magnin ve ben artık Türkiye'nin yeni bir ÖKA'lar listesine gereksinimi olduğunu düşünerek, Türkiye'nin dört bir tarafında hem kendimizin, hem de yerli-yabancı çok sayıda uzmanın yaptığı çalışmaları, gözlemleri, araştırmaları derlemeye başladık. İki yıl süren ve adeta acı verecek kadar zor olan bu süreç sonucunda, oldukça kaliteli bir eser olduğuna inandığım yeni "Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları" kitabını İngilizce ve Türkçe olarak tamamladık.

Bundan sonra ne mi oldu? Kitabın yayımlandığı gün ben askere gittim ve askerden sonra derneğe geri dönmedim. Bundan sonra yapılanları artık Sunay, Güven, Bahtiyar ve ilgili diğer arkadaşlar anlatırlar. Zaten neredeyse bugüne geldik.
Murat Yarar


Toygar'dan Kayıtlar (Mart 2000-Mayıs 2000)
Bu bölüm hazırlanırken nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan ya da Türkiye'de koruma önceliği olan türlere öncelik verilmiştir.
Sığır balıkçılı Bubulcus ibis: 13, Kayseri, 29 Nisan, ERKUŞ.

Ötücü kuğu Cygnus cygnus: 20, Cernek Gölü, 29 Nisan, Kızılırmak sayımı.

Boz ördek Anas strepera: 4, Cernek Gölü, 29 Nisan, Kızılırmak sayımı.

Ak kuyruklu kartal Haliaeetus albicilla: 1, Eymir Gölü, 5 Mart, OKGT.

Bozdoğan Falco columbarius: 2, Kavak Deltası, 12 Mart, BMS.

Küçük kerkenez Falco naumanni: 15 çift, Hasankeyf kale, 7 Mayıs, Murat Bozdoğan.

Aladoğan Falco vespertinus: 2, Terkos Gölü, 7 Mayıs, İKGT; 1, Kızılırmak Deltası, 16 Nisan, SKGT.

Şah kartal Aquila heliaca: 1, Asi Nehri - Antakya, 12 Mart, Ali Atahan.

Çil keklik Perdix perdix: 2, ODTÜ, 3 Mayıs, Özge ve Okan Can.

Turaç Francolinus francolinus: 5+, Akyatan Gölü, 15 Nisan, ÇKGT.

Bataklık sutavuğu Porzana parva: 1, Mogan Gölü, 2 Nisan, ANKA.

Saz horozu Porphyrio porphyrio: 3, Cernek Gölü, 29 Nisan, Kızılırmak sayımı.

Turna Grus grus: 84, Mogan Gölü, 26 Mart, ANKA; 34, Kayseri, 1 Nisan, ERKUŞ; 12, Cernek Gölü, 29 Nisan, Kızılırmak sayımı.

Kocagöz Burhinus oedicnemus: 1, Gediz Deltası, 8 Nisan, EKGT.

Bataklıkkırlangıcı Glareola pratincola: 48, Kayseri, 29 Nisan, ERKUŞ; 5, Cernek Gölü, 29 Nisan, Kızılırmak sayımı.; 5, Terkos Gölü, 7 Mayıs, İKGT.

Halkalı cılıbıt Charadrius hiaticula: 6, Küçük Menderes Deltası, 27 Mayıs, EKGT.

Mahmuzlu kızkuşu Hoplopterus spinosus: 3, Akyatan Gölü, 15 Nisan, ÇKGT; 6, Gediz Deltası, 8 Nisan, EKGT.

Ak kuyruklu kızkuşu Chettusia leucura: 1, Cernek Gölü, 28 Nisan, Kızılırmak sayımı.

Kızıl kumkuşu Calidris ferruginea: 2, Küçük Menderes Deltası, 27 Mayıs, EKGT.

Çamurçulluğu Limosa limosa: 42, Sultansazlığı, 18 Mart, Behiye ve Serkan Yılmaz; 10, Akyatan gölü, 15 Nisan, ÇKGT.

Sürmeli kervançullugu Numenius phaeopus: 1, Kızılırmak Deltası, 16 Nisan, SKGT

Bataklık düdükçünü Tringa stagnatilis: 2, Kızılırmak Deltası, 16 Nisan, SKGT.

Deniz düdükçünü Phalaropus lobatus: 10, Tuzla Gölü - Kayseri, 1 Nisan, Uygar Özesmi.

Ada martısı Larus audouinii: 3, Kuşadası, 19 Nisan, Metehan Özen.

Van gölü martısı Larus armenicus: 2, Uluabat Gölü, 13 Mart, BMS.

Taşçeviren Arenaria interpres: 13, Gediz Deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı.

Gökçe güvercin Columbia oenas: 7, Büyük Çekmece Gölü, 29 Ocak, Murat Yarar.

Gülen sumru Gelochelidon nilotica: 33, Sultansazlığı, 29 Nisan, ERKUŞ; 4, Akyatan Gölü, 15 Nisan, ÇKGT.

Kara sumru Chlidonias niger: 1, Terkos Gölü, 7 Mayıs, İKGT.

Ak kanatlı sumru Chlidonias leucopterus: 23, Cemek Gölü, 29 Nisan, Kızılırmak sayımı.

Bıyıklı sumru Chlidonias hybridus: 10+, Sultansazlığı, 29 Nisan, ERKUŞ; 100+, Terkos Gölü, 7
Mayıs, İKGT.

Yeşil papağan Psittacula krameri: 1, Samsun, 1 Nisan, Sancar Barış.

Paçalı baykuş Aegolius funereus: I, Kocaçay Deltası, 12 Mart, BMS Türkiye'deki altıncı kayıt.

Alaca baykuş Strix aluco: 1,Kocaçay Deltası, 12 Mart, BMS; 1, Ören-Burhaniye, 20 Mayıs, Tunç Erdoğan.

Alaca yalıçapkını Ceryle rudis: 1, Dicle kıyısı-Hasankeyf, 7 Mayıs, Murat Bozdoğan.

Boyunçeviren Jynx torquilla: 1, ODTÜ, 3 Mayıs, Özge ve Okan Can.

Kulaklı toygar Eremophila alpestris: 2, Uludağ, 14 Mart, BMS.

Buğdaycıl Luscinia svecica: 1, Mogan Gölü, 26 Mart, Çağatay Tavşanoğlu.

Kızılkuyruk Phoenicurus phoenicurus: 2, Kızılırmak, 16 Nisan, SKGT.

Ak sırtlı kuyrukkakan Oenanthe finschii: 1, Demre, 15 Mart 2000, Tuba ve Alp Akoğlu.

Bataklık kamışçmı Locustella luscinioides: 1, Cemek Gölü, 29 Nisan, Kızılırmak sayımı.

Bıyıklı kamışcm Acrocephalus melanopogon : 1, Kırşehir, 16 Nisan, Özlem Saygın.

Çizgili ötleğen Sylvia nisoria: 1,ODTÜ, 5 Mayıs, OKGT; 1, Küçük Çamlıca, 20 Mayıs, Murat Bozdoğan.

Kara boğazlı ötleğen Sylvia rueppelli: 2, Belen Geçidi, 16 Nisan, KAD.

Küçük sinekkapan Ficedula parva: 50+, Adana, 15 Mart, Çağlar Orhan.

Halkalı sinekkapan Ficedula albicollis: 1, Cernek Gölü, 29 Nisan, Kızılırmak sayımı.

Büyük kaya sıvacıkuşu Sitta tephronota: 2 çift, Hasankeyf, 8 Mayıs, Murat Bozdoğan.

Maskeli örümcekkuşu Lanius nubicus: 1, ODTÜ, 14 Mayıs, Tuba Kılıç.

Kuzgun Corvus corax: 41, Domaniç-Kütahya, 13 Mart, BMS.

Sarı boğazlı serçe Petronia xanthocollis: 8, Hasankeyf, 7 Mayıs, Murat Bozdoğan.

ERKUŞ: Erciyes Kuş Gözlem TopluluğuOKGT:
ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu
ÇKGT: Çukurova Kuş Gözlem Topluluğu
ANKA: ANKA Kuş Gözlem Topluluğu
EKGT: Ege Kuş Gözlem Topluluğu
BMS:Bahtiyar-Metehan-Soner Marmara Gezisi
İKGT: İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu
SKGT: Samsun Kuş Gözlem Topluluğu
KAD: Kuş Araştırmaları Derneği


Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından üç ayda bir hazırlanır.
DHKD Merkez Ofisi: Büyük Pastane Caddesi NO:43-45 Kat:5-6 Bahçekapı-Istanbul
Tel: (0 212) 528 20 30 Faks: (0 212) 528 20 40 e-posta: kelaynak@dhkd.org.   http://www.dhkd.org
Ankara Ofisi: Anafartalar Caddesi 17/5 Ulus, Ankara
Tel: (0 312) 310 28 45 . (0 312) 310 33 03 (2 hat) Faks: (0 312) 310 66 42   e-posta: ankara.ofis@dhkd.org
Yayıma Hazırlayan: Bahtiyar Kurt
Düzelti: Ayşe Ermert
Tasarım ve Uygulama: PENCERE Grafik Tasarım Tel: (0 212) 216 49 19/20 Faks: (0 212) 216 49 21 





















16 Mart 2012 Cuma

Sayı 3


2000 Yılının ilk Buluşması: Gediz Deltası Gezisi
Kırşehir ve Burdur gezilerinin ardından 28 - 31 Ocak 2000 tarihleri arasında İzmir Gediz Deltası'ndaydık. Bölgedeki Homa Dalyanı Kuş Cenneti, kuş sayısının çokluğu, çeşitliliği ve İzmir'e yakınlığı nedeniyle önemli bir saha. Dünyada nesli tükenmekte olan tepeli pelikan ve küçük kerkenezin alanda üremesi bölgeye ayrı bir özellik katıyor. 
Ankara, Adana, İzmir, Antalya, Samsun ve İstanbuldan 35 kadar gözlemcinin katılımıyla gerçekleşen gezinin ilk gününde yapılan toplantıda metodoloji sunuldu ve sayım grupları belirlendi. İkinci gün sayım dört grup halinde yapıldı. Tepelerde sayım yapan ekip kamp yaparken, diğer ekipler bölgedeki ziyaretçi merkezinde kaldılar. Bölgede kuşlar için tuzlu ve tatlı su olmak üzere iki farklı yaşam ortamı bulunuyor ve tuz tavalarıyla, sazlıklardaki değişik besin maddeleri kuş varlığını çeşitlendiriyor. Gezi boyunca en fazla görülen kuşlar; flamingo, gümüş martı, yeşilbaş, suna, tepeli pelikan ve karabataktı. Kıyı kuşlarından kızılbacak, kara karınlı ve küçük kumkuşu, akça cılıbıt ve kervançulluğu en akılda kalan türlerdi. Ayrıca kerkenez. gökçe delice, saz delicesi ve kızıl şahin gibi yırtıcılar da gezi süresince görülen yırtıcı kuş türleriydi. Gezinin son gününde gruplar arası değişimler yapılarak araziye çıkıldı.

Gezi boyunca bize araç sağlayan Çiğli Belediyesi'ne, tüm sorunlarımızı doğrudan çözen ve bize her konuda yardım eden Milli Parklar Başmühendisi Ahmet Akgün'e ve tüm Kuş Cenneti çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Bir sonraki gezide yine beraber olmak dileğiyle.
Berna Coşkun - Odtü Kuş Gözlem Topluluğu

Tübitak'tan Yeni Bir Kitap: Kuşlar
Kuşlar isimli kitap TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları serisindeki yerini aldı. Kuşların morfolojik özellikleri, korunması izlenmesi ve göç konularında bilgiler veren kitabın satış fiyatı yalnızca 900.000TL. Kuşlarla ilgili yapılabilecek projelere yer veren her yaştan okuyucuya seslenen bir yapıt. Çevirisini Turan Akay'ın yaptığı bu çalışmayı edinmeyi sakın unutmayın. 

Gediz Deltası'na Yönelik Tehditler?
Gediz Deltası su kuşları bakımından Türkiye'nin en önemli alanlarından biri. 28-31 Ocak tarihleri arasında yapılan gezide yalnızca Çiğli bölgesinde 28.878 su kuşunun kışladığı belirlendi. Bu sayı, aynı tarihte deltada sayılmış olan 76.684 su kuşunun yaklaşık %38'ini oluşturuyor. Başka bir deyişle, Gediz Deltası'ndaki kuşların %38'i yoğun yapılaşma baskısı altında olan bu bölgede toplanmış. 20.400 hektarlık Gediz Deltası'nın yalnızca %9'unu kapladığı göz önünde bulundurulursa, Çiğli'nin deltanın korunması açısından ne kadar önemli olduğu daha da iyi anlaşılır. Öte yandan, Çiğli'deki sulakalan ekosistemi tek başına ele alındığında bile, uluslararası kriterlere ve Ramsar Sözleşmesi'ne göre korunması gereken bir alan, Ceylan Inşaat'ın çalışmaları başta olmak üzere, sulakalan doldurularak ve kıyı kenar çizgisi bozularak gerçekleştirilen hızlı yapılaşma endişe verici. Kuşların güvenle barındığı ve beslendiği delta adacıklarının dolgu alanlarınca istila edilmesine birkaç yüz metre kalmış, Bu bölge, su kuşları için İzmir'e yakın olan son beslenme ve üreme alanı ve yok edildiği takdirde, geriye dönülmesi imkansız.

Öneriler
Söz edilen alanın İzmir'e şaşılır derecedeki yakınlığı kentimizde yaşayan vatandaşlarımızın sahip olduğu büyük bir şans ve bu benzersiz miras bölge karar vericileri tarafından en iyi biçimde değerlendirilmeli.
Bu noktada, alandaki yapılaşma istemleri yeniden değerlendirilmeli ve alanın doğal özelliklerini koruyacak şekilde çevre eğitimi ve rekreasyonel amaçlı olarak kullanımı acilen ön plana çıkarılmalı.
Denizi doldurarak arazi elde etme ve inşaat yapma çalışmalarına bir an önce son verilmeli.
İzmir'in, nüfusu birkaç milyonu bulan bir metropol olduğu göz önüne alınırsa, bu alanın Türkiye ve hatta Avrupa genelinde bir ilk olma özelliğini taşıyacak kadar önemli bir potansiyele sahip olduğu daha da iyi anlaşılacaktır. Alanın doğal özellikleri, İzmir'e yapılaşmanın getireceği kazançtan çok daha fazlasını sunuyor.
İzmir gibi deprem kuşağında olan bir bölgede, bozuk (alüvyonal) zemin üzerinde gerçekleştirilen inşaatlar yalnızca su kuşlarını değil, burada oturacak insanların geleceklerini de tehdit ediyor. 17 Ağustosta yaşanan kötü deneyim'in bir daha tekrarlanmaması için bu konununda önemle üzerinde durulması gerekiyor.
DHKD, alanın doğal ve rekreasyonal öneminin ve bölgenin yapılaşmaya uygun olmayan zemin özelliklerinin altını çizerek tüm karar vericilerin alana yönelik baskılara karşı koymak yolunda daha akılcı kararlar almaya çağırıyor.

Nesli Tehlike Altında Olan Kuşlarımız
Türkiye'de görülen 15 kuş türünün neslinin tehlike altında olduğunu biliyor muydunuz?
Bu türlerden 9'u Türkiye'de üremektedir.
Birdlife International, kuşları Avrupa ve dünyadaki durumlarına göre sınıflandırmaktadır. Bu sınıflandırmanın açlımı ise şöyledir:
SPEC1: Nesli kürese lolarak tehlike altında olan tür.
SPEC2: Dünya popülasyonu Avrupa'da yoğunlaşmış ve nesli tehlike altında olan tür.
SPEC3: Popülasyonu Avrupa'da yoğunlaşmamış ancak nesli tehlike altında olan tür.
SPEC4: Nesli tehlike altında olmayan, ancak dünya popülasyonu Avrupa'da yoğunlaşmış tür.

Bu yazıda yalnızca SPEC 1 kategorisinde yer alan türlerden Türkiye'de üreyenler ele alınmıştır.
Tepeli Pelikan: Dünya popülasyonu 3215-4280 çift olarak tahmin edilmektedir. Bu populasyonun %80'i eski Rus Cumhuriyetlerinde üremektedir. Türkiye'de üreyen popülasyonu yaklaşık 100-150 çift olduğu tahmin edilmektedir. Türün neslinin tehlike altında olmasının nedenlerinin başında, uygun üreme habitatlarının azalması, avcılık ve balıkçılık nedeniyle kolonilerin bozulması gelmektedir. 
Yaz Ördeği:  Popülasyonunun 34000-40000 arasında olduğu tahmin edilen bu tür Akdeniz Bölgesinde yoğunlaşmıştır. Yaz ördeğinin geriye kalan popülasyonu da hızla azalmaktadır. Türün Türkiye popülasyonu 150-200 çift olarak tahmin edilmektedir. Yaz ördeğinin neslinin tükenmekte olmasının en büyük nedeni yaşam alanlarının yok edilmesidir. 
Pasbaş Patka: Yalnızca eski Rusya'da üreyen popülasyonu  1960'lardan bu yana 75000 çiftten 6000 çifte düşmüştür. Türkiye'de üreyen popülasyonu 1000-3000 çift olarak tahmin edilmektedir. Pasbaş patkanın karşı karşıya olduğu en büyük tehlike steplerde bulunan sulak alanların kurutulmasıdır. 
Dikkuyruk: Bu türün dünya popülasyonu 1930'lardan bu yana yüz binlerden on dokuz bine düşmüştür. Türün Türkiye'deki popülasyonu 150 - 250 çift olarak tahmin edilmektedir. Dikkuyrukların azalmasında en büyük etken yaşam alanlarının yok edilmesidir.
Şah kartal: Türün Avrupa popülasyonu 300-600 çift olarak tahmin edilmektedir. Türkiye'de ise tahmini üreyen çift sayısı 10 - 50 çifttir. Üreme habitatlarının bozulması, zehirleme ve avcılık şah kartalın karşı karşıya
oldugu en önemli tehditlerdir.
Küçük Kerkenez: Bu türün Avrupa popülasyonu 10000-17000 çift olarak tahmin edilmektedir. Türkiye'de tahmini olarak 4000-7000 çift üremektedir. Başlıca tehditler: Üreme bölgelerinin tarım alanları olarak kullanılması ve besinleri olan böceklerin tarım ilaçlarıyla yok edilmesidir.
Bıldırcın Kılavuzu: Küresel olarak tehlike altında olan bu türün popülasyonu son yüzyılda oldukça düşmüştür. Türün Avrupa popülasyonu 90000-200000 çift olarak tahmin edilmektedir. Türkiye'de nadir olarak üreyen bu türün karşı karşıya olduğu en büyük tehlike üreme habitatlarının tarımsal olarak kullanılmasıdır.
Ada martısı: Yalnızca Akdeniz Bölgesi'nde üreyen bu türün popülasyonu 15.000 çift olarak tahmin edilmektedir. Türkiye'deki popülasyon ise maksimum 50 çifttir. Artan gümüş martı baskısı bu türü ürediği alanlarda tehdit etmektedir. Ayrıca popülasyonun %90'ı yalnızca İspanya'daki iki kolonide ürediğinden türü bekleyen tehlike daha da artmaktadır.

Bahtiyar Kurt
Doğal Hayatı Koruma Derneği

Kara Kış ve Kuş Hareketleri
"Kuşlar neden göç ederler" Bu soru kuşçu olan ya da olmayan herkesin aklındadır. İlk akla gelen yanıt: "Kuşlar hava soğuyunca sıcak ülkelere giderler." Acaba bu doğru mu? Geçtiğimiz kış da oldukça soğuk geçti. Bu durum kuşçuların gözlemlerinde de gözle görülür bir artışa neden oldu. Yine bu kış sulakalanlarda her zamankinden fazla kuş görüldü. Gediz Deltası'na yapılan büyük gezide her zamanki ortalamanın üstünde tür görülmesi, Ankara'da kuş sayılarının normalin üzerinde olması buna örnek oluşturmakta. ODTÜ ve Çankaya 'nın tepelerinde daha fazla ardıç ve dağ ispinozu olmasına ne dersiniz? (bkz. Toygar'dan kayıtlar). Peki o zaman kuşlar neden soğuk havalarda hala buradalar?

Bu ikilemi çözmemiz için ilk yargıya geri dönelim. 'Kuşlar hava soğuyunca sıcak ülkelere giderler." Bu doğru değil. Kuşlar (hava soğuyunca değil) besinleri bitince (sıcak olan değil) besinlerini bulabilecekleri ülkelere giderler. Bir kırlangıç için besinlerin bitmesi havanın soğumasına bağlı olabilir. Havaların soğumasıyla kırlangıçların besinleri olan uçan böcekler ortalıktan kaybolurlar. Bazıları yumurtalar bırakarak geleceklerini garantiler ve hayata devam ederler. Bazıları da etkisiz olarak bir kuytuda ilkbaharın gelmesini beklerler. Bu nedenle soğuk hava kırlangıçlar için ölümcüldür. İşte bundan ötürü kırlangıçlar soğuklar gelmeden ve böcekler henüz kaybolmadan göçe başlarlar. Bu zamanlama yaşamsal olduğu için kırlangıçlarda göç güdüsü hormonlarla" dürtülür.

Ördeklerde ise durum çok farklıdır. İster inanın, ister inanmayın ördekler yıl boyunca besin bulabilirler. Onları beslenmeden alıkoyan etken buzdur. Ördekler göl donduğunda, besinlerine ulaşamazlar ve donun olmadığı güneydeki ilk göle göçerler. Böylece kuzey bölgelerde Ekim ayında göllerin donmasıyla birlikte ördekler Finlandiya'dan Polonya'ya, ikinci soğuk dalgasıyla Polonya'dan Romanya'ya, sonra Bulgaristan'a oradan da Türkiye'ye geçerler. Kısaca dağılımları kış buz sınırıyla belirlenir. Elbette aralık ayında soğuğun geleceğini bilen daha akıllı ördekler ekimde Türkiye'de görülebilir. Ancak Türkiye'de kışlayacak toplam su kuşunu görmemiz için ocak ayına kadar beklememiz gerekebilir. Zaten bu nedenle Kış Ortası Su Kuşu Sayımları Ocak ayında yapılır. Karadeniz'in kuzeyinde ve güneyinde kışlayan kuşların sayıları incelenecek olursa, ılık kışlarda kuzeyde, soğuk kışlarda güneyde daha fazla kuşa rastlanacaktır.

Göçmen kuş popülasyonları hava koşullarına göre büyük değişiklik gösterirler. Kuş sayılarındaki değişiklikleri incelerken kuşun göç stratejisi, besinin mevsimsel bolluğu ve hava koşullarını göz önünde tutmak gerekir. 

Kerem Ali Boyla

Nerede Neler Oluyor?

Alamecek Kayıtları
Bir biyolog ve aynı zamanda kuş gözlemcisi olan Jose Tavares, tüm kuş gözlemcilerinden alamecek kayıtlarını bekliyor. Geçmiş yıllardan kalma kayıtlarınızı tam tarih ve yer belirterek jose'nin adresine göndermeniz kendisine çalışmalarında yardımcı olacaktır.

tavares@tr-net.net.tr

Bulgaristan'da Yaz Etkinlikleri
BSPB (Bulgaristan Kuşları Koruma Derneği) bu yaz uluslararası bir gönüllü kampı düzenliyor. Kampın amacı Doğu Rodop Dağları 'nın korunması. 21 Nisan - 10 Eylül 2000 tarihleri arasında gerçekleşecek bu çalışmaya bir hafta ya da daha uzun süre devam edebilirsiniz. Bir haftalık konaklama ücreti 189 dolar (ulaşım dışında herşey dahil). Çalışmanın içeriğinde akbaba sayımları, bol bol kuş gözlemi ve çeşitli alan çalışmaları var. Bu programa katılmak ve programın ayrıntılarını öğrenmek isteyenler DHKD'den Bahtiyar Kurt'a danışabilirler.

Kuş Halkası Bulduğunuzda
Bulacağınız bir kuş halkasının önemi sandığınızdan çok daha fazla olabilir. Göç yollarının ve zamanlarının araştırılması için bir çok Avrupa ülkesinde kuş halkalama çalışmaları yapılıyor. Türkiye'de henüz sistemli olarak yapılmayan bu çalışmaların sonuçları EURİNG'de toplanıyor. Bir halka bulduğunuzda yeri ve zamanı belirterek Doğal Hayatı Koruma Derneğine ulaştırabilirsiniz, Kuş halkalamayla ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıdaki adresten alabilirsiniz,

http://www.nioo.knaw.nl/euring2.htm

Toygar'dan Kayıtlar ( 15 Aralık 1999 - 29 Şubat 2000)
Bu bölüm hazırlanırken nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan ya da Türkiye'de koruma önceliği olan türlere öncelik verilmiştir.
Hazırlayan: Metehan Özen

Kara gerdanlı dalgıç Gavia arctica: 2, İğneada sahili, 8 Ocak, Tunç Erdoğan.

Küçük karabatak Phalacrocorax pygmeus : 406, Gediz deltası, 28 Ocak, Gediz Sayımı; 11, Kızılırmak deltası, 12 Aralık, Sancar Barış; 112, Gediz Deltası, 26 Aralık, Önder Cırık.

Tepeli pelikan Pelecanus crispus : 225, Gediz deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı; 8, Kızılırmak deltası, 12 Aralık, Pınar Özçam; 9, Homa dalyanı, 26 Aralık, Hasan Armağan.

Balaban Botaurus stellaris: 2, Kızılırmak Deltası, 12 Aralık, Kiraz Erciyas.

Kara Leylek Cicconia nigra : 23, Gediz deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı; 3, Kızılırmak deltası, 20 Şubat, Arzu Gürsoy; 18, Gediz deltası, 31 Aralık, Soner Bekir.

Sessiz kuğu Cygnus olor : 41, Mert Gölü - Iğneada, 9 Ocak, Pınar Erdoğan.

Ötücü kuğu Cygnus cignus : 4, Kızılırmak Deltası, 12 Aralık, Erhan Bayram.

Küçük kuğu Cygnus columbianus : l0, Burdur Gölü, 30 Ocak, Ufuk Gökduman; 1, Kızılırmak Deltası, 12 Aralık, Sancar Barış.

Kılkuyruk Anas acuta : 1273, Gediz Deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı; 9, Kızılırmak Deltası, 12 Aralık, Murat Karavin.

Kaşıkgaga Anas clypeta : 1026, Gediz Deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı; 4, Mogan Gölü, 20 Şubat, Burcu Arık.

Sütlabi Mergus albellus : 1 dişi, Mogan Gölü, 20 şubat. Ersin Haspolatlı.

Tarakdiş Merganser serrator : 120, Gediz Deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı.

Dikkuyruk Oxyura leucocephala : 6, Kızılırmak Deltası, 12 Aralık. Banu Gündal.

Paçalı şahin Buteo lagopus : 2, Cerrahpaşa, 30 Aralık, Metehan Özen.

Büyük orman kartalı Aquila clanga : 1, Akyatan Gölü, 25 Aralık, Süleyman Ekşioğlu.

Kaya kartalı Aquila chrysaetos : 1, İğneada, 8 Ocak, Tunç Erdoğan.

Gökdoğan Falco peregrinus : 2, Gediz deltası, 31 Aralık, Soner Bekir; 1, Termasos-Antalya, 10 Şubat, Hakan Sert; 1, Kızılırmak Deltası, 12 Aralık, Özlem Topçu.

Turna Grus grus : 550, Akyatan Gölü, 25 Aralık, Emel Ünlüer.

Büyük kumkuşu Calidris canutus : 40, Gediz deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı. 

Ak kumkuşu Calidris alba : 11, Gedtz Deltası, 26 Aralık, Hasan Armağan.

Çamurçulluğu Limosa limosa : 71, Gediz Deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı.

Kervançulluğu Numenius arquata : 136, Gediz Deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı;
11, Büyük Çekmece Gölü, 4 şubat, Metehan Özen.

Kara kızılbacak Tringa erythropus : 33, Gediz Deltası, 26 Aralık, Önder Cirik.

Taşçeviren Arenaria interpres : 13, Gediz Deltası, 28 Ocak, Gediz sayımı.

Büyük karabaş martı Larus ichthyaetus : 1, Eminönü iskelesi, 18 Ocak, Sunay Demircan.

Gökçe güvercin Columbia oenas : 7, Büyük çekmece Gölü, 29 Ocak, Murat Yarar.


Tahtalı Columba palumbus : 5, Kapıkule - Edirne, 2 Ocak, Murat Bozdoğan.

Küçük kumru Streptopelia senegalensis : 32, Ankara DHKD ofisi, 20 Ocak, Nuran Kahya.

Yeşil papağan Psittacula krameri : 47, Yıldız Parkı, 25 Aralık, Naile Mısırlıoğlu Özen.

Peçeli baykuş Tyto alba : 1, ODTÜ kampüsü, 31 Ocak, Ekin uçar.

Kulaklı orman baykuşu Asio otus : 39, Eymir Gölü, 27 Şubat, Burcu Arık;
23, Kırşehir, 15 Aralık, Özlem Saygın.

Akkarınlı sağan Apus melba : 1, Antalya, 23 Şubat, Tamer Albayrak ( Binyılın ilk kaydı)

Ev kırlangıcı Delichon urbica : 4, Antalya, 23 Şubat, Özlem Saygın ( Binyılın ilk kaydı ). 

Kızıl gerdanlı incirkuşu Anthus cervinus : 2, Akdeniz Üniversitesi kampüsü, 25 Şubat, Uygar Özesmi.

Gökardıç Monticola solitarius : 1, Akdeniz Üniversitesi kampüsü, 25 Şubat, Tamer Albayrak.

Kızıl Ardıç Turdus iliacus : 50, TBMM bahçesi, 20 Şubat, Bahtiyar Kurt; 1, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi ( CTFH ) bahçesi, 28 Ocak, Metehan Özen.

Dikkuyruklu ötleğen Prinia grasilis : 1, Çukurova Üniversitesi kampüsü, 27 Aralık, Bahtiyar Kurt.

Bıyıklı baştankara Panurus biarmicus : 100, Engir sazlığı, 12 şubat, Uygar Özesmi ; 8, Mogan Gölü, 25 Ocak, Çağlar Orhan.

Duvar tırmaşıkkuşu Tichodroma muraria : 1, Güver uçurumu, 11 Şubat, Tamer Albayrak.

Dağ İspinozu Fringilla montfringilla : 50, Kapıkule-Edirne, 2 Ocak, Murat Bozdoğan.

Şakrak Pyrrhula pyrrhula : 5, Eymir gölü-Ankara, 27 Şubat, Cem Özdemir.

Kocabaş Coccothraustes coccothraustes : 11, Kapıkule-Edirne, 2 Ocak, Murat Bozdağan.


Azerbaycan Kuşları Koruma Merkezi
1986 yılında Azerbaycan'da Adalet Bakanlığı'ndan alınan izinle ilk ornitoloji derneği kuruldu. 1999 yılındaysa ornitoloji Derneği'nin adı değiştirilerek Azerbaycan Kuşları Koruma Merkezi oldu. Bu bilimsel ve toplumsal kuruluşun gönüllülerle birlikte 50'ye yakın üyesi var. Kuruluşun çekirdeğini 12 uzman oluşturuyor, diğer üyeler ise doğa severler ve öğrenciler. 

Kuşları koruma merkezinin asıl amacı ve görevi : Azerbaycan'daki kuşlar hakkında araştırma yapmak ve korunmaları için çalışmak. Petrol çıkarılan ve nakil edilen arazilerde, denizlerde, göllerde, küresel koruma
statüsüne sahip nadir ve nesli tükenmekte olan kuşların sayısı, dağılım alanları, yoğunlukları araştırılıyor.

Bu alanlarda yaşayan yöre halkı bilinçlendirilerek, kuşların koruma çalışmalarına katılımları sağlanıyor. Aynı zamanda, kamuoyu yapılan çalışmalar hakkında televizyon ve gazeteler aracılığıyla bilgilendiriliyor. 

Azerbaycan kuşları koruma merkezi uluslar arası kuruluşlarla bağlantı kurarak, uluslararası konferans ve seminerlere katılmaktadır. Kuruluş aynı zamanda bölgesel ekoloji programları uygulamaktadır. Buna paralel olarak ABD, İngiltere, Norveç, Gürcistan, Bulgaristan, Ukrayna gibi ülkelerin ornitologlarıyla birlikte ekoloji projeleri hazırlanmış ve uygulanmıştır. Hazar bölgesinde ve Bakü-Supsa boru hattı boyunca ise kuşlar izlenmiştir. Kurum karada, denizde, gölde araştırma yapmak için gerekli olan modern teknik, optik ve iletişim olanaklarına sahiptir.

Azerbaycan Kuşları Koruma Merkezi kuşları izlemek ve araştırma yapmak için helikopter, gemi, araba gibi araçları kullanarak sayım teknikleri gelıştirmiş ve yabancı uzmanların da onayını almıştır.

Azerbaycan Kuşları Koruma Merkezi yaptığı  çalışmalarla ilgili konferans ve seminerler vermiş. İngilizce, Rusça, Azerice derlemeler, kitap ve broşürler hazırlayarak ilgili kuruluş ve kişilere dağıtmıştır. Biz, Türkiye ornitologları ve ekologlarıyla iletişim kurmak ve ortak projeler hazırlamak arzusundayız. Petrol çıkarılan ve nakil edilen bölgelerde edindiğimiz bilgi ve deneyimlerin Bakü Ceyhan boru hattı boyunca yapılan ortak
çalışmaya büyük faydası olacağı düşüncesindeyiz

Azerbaycan Kuşları Koruma Derneği Başkanı
Dr. Elçin Sultanov
Başkan Yardımcısı Dr. Tahir Kerimov

Adres: Azerbaycan, Bakü,  M.Muxtarov küçesi, 13, menzil 16.
Telefon : +944 -12-927052.




Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından üç ayda bir hazırlanır.
DHKD Merkez Ofisi: Büyük Pastane Caddesi NO:43-45 Kat:5-6 Bahçekapı-Istanbul
Tel: (0 212) 528 20 30 Faks: (0 212) 528 20 40 e-posta: kelaynak@dhkd.org.   http://www.dhkd.org
Ankara Ofisi: Anafartalar Caddesi 17/5 Ulus, Ankara
Tel: (0 312) 310 28 45 . (0 312) 310 33 03 (2 hat) Faks: (0 312) 310 66 42   e-posta: ankara.ofis@dhkd.org
Yayıma Hazırlayan: Bahtiyar Kurt
Düzelti: Ayşe Ermert
Tasarım ve Uygulama: PENCERE Grafik Tasarım Tel: (0 212) 216 49 19/20 Faks: (0 212) 216 49 21