30 Temmuz 2012 Pazartesi

Sayı 9



Güneşin Toprakları


Eski zaman gezginlerinin anlattığı bilinmeyen Doğu’ya yolculuk gibi bir şeydi bizim Birecik maceramız. Çoğumuz daha önce hiç böyle farklı bir kültürün içinde bulunmamıştı. Gerçi hala ülkemizdeydik ama ikliminden insanına, sokaklarından yemeklerine başka bir diyardaydık sanki. Amacımız bu diyarın kuşlarını keşfetmekti ve biz Türkiye’nin dört bir yanındaki kuş gözlem topluluklarından Birecik’in tozunu yutmaya, Fırat’ın mavisini seyre dalmaya gelmiştik.

Birecik Fidanlık Müdürlüğü'nün bahçesindeki korulukta ta küçük bir kamp alanı oluşturduk. Geceyarısı peçeli baykuşların öttüğü bu koruluk anılarımızda hoş bir gülümseme bıraktı. Gündüzlerimizi Birecik'in taşını toprağını arşınlayarak, kum kekliği, alaca yalıçapkını ve nice başka türler arayarak geçirdik. Yorulduk, susadık, düştük ama hep güldük; kuş gözlemenin tadına vardık.

Birecik’teki ilk günümüzde Kelaynak Üretme İstasyonu’nu ziyaret eden İbrahim Özbey’den kelaynakların son durumu hakkında bilgi aldık. Sonrasındaysa Fırat’ın kurumuş bir kolunun vadisinde, sarp kayalar arasında bir gözlem macerası yaşayıp, kuş gözlemcilerinin aslında kaya tırmanma konusunda da ne denli başaralı olabileceğini bizzat deneyerek öğrendik.

İkinci gün programımızda Halfeti vardı. Güne Halil Özbey ve Menderes Kılıç tarafından kahvehanede ikram edilen sabah kahvaltısıyla başladık. Masmavi Halfeti’ye karşı şarkılar söylerken, Çiftlik Köyünden Sami’nin kendi tarlasından getirip bizimle paylaştığı taze fıstıklarını, yolda durduğumuzda tarlasını sularken karşılaştığımız yaşlı bir amcanın dalından yeni kopmuş cevizlerini yedik. Bir kez daha Doğu insanının konukseverliğine hayran olduk. Halfeti, Birecik Barajı suları altında kalan yarısıyla bize insanın kendi hayatını nereden nereye taşıdığını ve doğaya hakim olma çabasını anlattı. Rum Kale'ye doğru çıktığımız tekne gezisinde bir tarihi
geçip başka bir zamanın izlerine uzandık. Tüm değişenlere karşın süzülmeyi sürdüren tavşancılı heyecan içinde izledik. Rum Kale kıyılarında kimimiz kendini Fırat’ın serin sularına atarken, kimimiz de azimle tırmandığı kayalıkların ötesinde pembe göğüslü ötleğen ve büyük kaya sıvacısı gördü. 

Gezi programımızın son gününde, yol boyunca köy çocuklarına el sallaya sallaya gittiğimiz Kargamış baraj gölünde çoğumuz balık kartalını ilk defa gördük. Mola süresince kılkuyruk bağırtlak görme umuduyla gezip, uludoğanla karşılaştık. Bu gerçekten harika bir sürprizdi.

Birecik, tozun maviye boyandığı, kuş gözlemcilerinin yeni türler ve lezzetlerle tanıştığı bir kertik oldu gezi kütüğümüzde. Geri dönmek gelmese de içimizden, bir zamanlar kelaynaklarında yaptığı gibi zamanı gelince toparlanıp, kulaklarımızda “Hello, What’s your name?” sesleri, dudaklarımızda isot acısıyla bu güneş topraklarından ayrıldık. 


Birecik Kaymakamı Ali Çınar, Birecik Belediye Başkanı Mahmut Mirkelam, Birecik Emniyet Müdürü Mehmet Tülek, Birecik Fidanlık Müdürü Ahmet Karayılan, Cafer Orhan, Kahvehaneler Odası Başkanı Menderes Kılıç’a, bütün fidanlık çalışanları ve özellikle Salih Özbey’e tüm yardımları ve konukseverlikleri için teşekkür ederiz. Ayrıca, ev sahipleri Abdullah, Müslüm, Mücahit, Habeş ve Sami’ye, organizasyon ekibine en içten sevgilerimizi sunarız.

Özge Çelik ve Zeren Gürkan
ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu


Kelaynakların Son Durumu


Kuşçu Bülteni'nin 7. sayısında sözü edilen kelaynakların (Geronticus eremita) son durumunu bildirmek ve bu yılki üreme başarısını müjdelemek için yeniden merhaba.

Bu yıl üreyen 10 çiftten toplam 20 yeni yavru kazandık. 20 yavrudan yalnızca bir tanesi 9 Mayıs'ta yuvasında ölü olarak bulundu. Geri kalan 19 yavrunun hepsi tüylendi ve uçmayı başardı. İlk uçuş 25 Mayıs’ta gerçekleşti. Hemen hemen 4 Haziran’a kadar bütün yavrular uçmayı başarmıştı. Bu yıl 19 uçabilen ve artık kendi kendilerine beslenebilen yavrunun büyük başarı sayılmasının nedeniyse aşağıdaki tabloda önceki yıllarla karşılaştırmalı olarak görülmektedir.

Erişkinlerin sayısı 42'yken başlayan gözlemler, ne yazık ki 1 erişkin kuşun kaybolması sonucu 41 olarak bitti. Bu kuşun kaybolmasının nedeniyse bilinmiyor. Bugün Türkiye kelaynak popülasyonu 19'u yavru, 41'i erişkin olmak üzere toplam 60 bireyden oluşuyor. Bu yıl 2 yavrunun çok üzücü bir biçimde yaralanması, kuşların kafeslere kapatılmasını hızlandırdı. Yaralanan yavrulardan birinin kanadı radius ve ulna kemiklerinden 3 parçalı olarak kırıldı. Kuş, 14 Temmuz'da, üstü bir kıyıdan diğerine elektrik telleriyle çevrili bir şantiyedeki havuzcuklarda bir çocuk tarafından bulundu. Bir gün önceki sayımların tam olması, kuşun bulunduğu gün yaralandığının bir kanıtıydı.

Kuşa ilk müdahale Birecik'te veteriner hekim, Celal İncedal tarafından yapıldı. Sonra ki tedavi de, Taner Hatipoğlu ve Andrew A. Cunningham'ın* önerileri doğrultusunda yine Celal İncedal tarafından sürdürüldü. Kuşun yaralanma sebebinin elektrik telleri olduğu düşünülüyor.

Diğer yaralı kuşsa 18 Temmuz’da, bacağı kırıl olarak beslenme alanından uçtuğunda fark edildi. Diğer kuşların yeniden tarlaya konmasına karşın bu kuş konamayıp güneye doğru uçmaya devam etti. 2 gün üretme istasyonuna geri dönmeyen kuş, 20 Temmuz da üretme istasyonunda tekrar görüldü. Bu kuşun tedaviside kanadı kırık kuşta olduğu gibi yapıldı. Bu kuşun bacağı femur kemiğine 1/3 uzaklıktaki yerden tekli olarak kırılmıştı. Kuşun yaralanma nedeni hakkında bir yorum yapamıyoruz.

Bütün bu gelişmeler ve yaşan olaylar gelecekte, üretme istasyonunun yönetimi için gerekli olabilecek birkaç öneriyi de beraberinde getirdi. 16 Temmuz’da, son olaylarında etkisiyle, görevliler tarafından kuşları kafese koyma kararı alındı. Bu tarih oldukça erken olmasına karşın alınabilecek en risksiz karardı. Temmuz’un 18’inden 26’sına kadar, toplam 8 gün süren kafese kapatma işlemi sonunda Birecik’teki kelaynak populasyonunun bu yılki özgür uçma zamanı bitti. Ayrıca eklemek gerekir ki, 1990’dan buyana olduğu gibi bu yıl da kışlama alanlarından hiçbir birey koloniye katılmadı. 2 Mayıs’tan Temmuz sonuna kadar yapılan gözlemler, yerel halkın da aralarında olduğu ilgili kişilerle yapılan fikir alışverişleri gelecek yıllarda neler yapabileceğimiz konusunda  bize çok yararlı bilgiler verdi.

Gelecek yıl yine kuşlar doğaya bırakılacak ve umarım aynı üreme başarısıyla sonraki yıllara umutlarımızı taşıyacağız.




Kaynak
BOWDEN Christopher G.R. & TAVARES jose. RSPB Summary of vis it 18-20 December 2000.
* Head of Wildlife Epidemiology, Institute of Zoology, Zoological Society of London

Nuri Özbağdatlı


Samsun Çevre Eğitimi Projesi


19 Mayıs Üniversitesi Kuş Gözlem Kulübü, Ekim 200l'den itibaren Samsun'da bulunan iki ilköğretim okulunda Çevre Eğitimi Projesi'ni uygulamaya başladı. Birdlife International ve Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından koordine edilen projenin sponsorluğunu birçok doğa koruma projesine de destek veren The Nando Peretti Foundation üstlendi.

Çevre Eğitimi Projesi’nin ana hedefi; halihazırda izlenen önemli kuş alanlarında bulunan ilköğretim okullarında çevre eğitimi programlarını uygulayarak, özellikle kuşların korunmasına yönelik yerel bilincin artmasına katkıda bulunmaktır. Samsun’daki uygulamanın amacıysa, Kızılırmak Deltası yakınlarındaki iki ilköğretim okulunda kuş ağırlıklı bir çevre eğitim programı yürüterek , diğer önemli kuş alanlarında bulunan okullara da örnek olmaktır.

Şu an Çevre Eğitimi Projesi’nde toplam 18 kişi görev alıyor. Bu kişileri iki grup halinde, çarşamba ve cumartesi günleri ilköğretim okullarına giderek, doğayla ilgili mesajları çocuklara kendi dillerinde, yani oyunlarla iletiyorlar. Proje kapsamında ele alınan konu başlıkları; “Ekoloji, Su, Hava, Toprak, Biyolojik Çeşitlilik ve Sürdürülebilir Yaşam”. Bu konular DHKD’nin hazırlamış olduğu “Gönüllü Çevre Eğitim Kılavuzu”nda yer alıyor. Her konu sonunda çocuklara yönelik konuyla ilgili etkinlikler, oyunlar bulunuyor. Haftada yaklaşık iki saat okullara gidilerek yürütülen proje bir yıl sürecek.

Projenin bir yılı sonunda edineceğimiz deneyimler doğrultusunda bu çalışmanın Türkiye’nin diğer illerinde de yaygınlaştırılması için çalışmalar gerçekleştirilecek. Eğer sizlerde bu proje hakkında ayrıntılı bilgi edinmek ya da çocuklarla oyun oynayarak doğa korumaya katkıda bulunmak istiyorsanız proje koordinatörleri Cemal Özsemir ve Fazilet Üker’le iletişim kurabilirsiniz:
fazilet_uker@yahoo.com
balabancemal@yahoo.com

Burcu Arık
Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği

Kuş Meraklılarının Kitabı
“Türkiye ve Avrupa’nın Kuşları”


Tüm kuş gözlemcilerinin yıllardır beklediği, kuşlar konusunda çok önemli bir kaynak kitap olan “Türkiye ve Avrupa’nın Kuşları” en sonunda Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin çabalarıyla doğa severlerle buluşuyor. Orjinali İngiltere’de HarperCollinsPublishers tarafından yayımlanan bu kitap, kuş gözlemcisi Kerem Ali Boyla tarafından Türkçe’ye çevrilerek Türkiye’ye uyarlandı. İngilizce baskısı Hermann Heinzel, Richard Fitter, John Parslow tarafından hazırlanan kitap Türkçe olarak kuşlar üzerine hazırlanan en kapsamlı ilk yayın olma özelliğini taşıyor.

Garanti Bankası, RSPB (İngiltere Kraliyet Kuşları Koruma Derneği) ve Birdlife'ın (Dünya Kuşları Koruma Örgütü) katkılarıyla hazırlanan kitapta, Türkiye ve Avrupa'daki bütün kuş türleri, görülebilecekleri bölgeler, göç yolları 3000'den fazla renkli resim ve haritayla tanıtılıyor. Tüm Dünya’da sağlıklı ekosistemlerin en önemli göstergesi olarak kabul edilen kuşlar hakkında detaylı bilgilerin verildiği kitap, yalnızca kuş gözlemcilerinin değil herkesin doğa gezileri sırasında çantasında bulundurması gereken bir kaynak niteliğini taşıyor. Yıllardır kuşlar ve kuş gözlemciliğiyle ilgili çalışmalar yürüten Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD), “Türkiye ve Avrupa’nın Kuşları” kitabıyla barındırdığı kuş türleri açısından çok zengin olan Türkiye’de, bugüne kadar eksikliği duyulan bir bilgi açığını kapatıyor.

Türkiye çapında dağıtımı Literatür Dağıtım ile yapılacak olan kitabı Ocak ayından itibaren DHKD ofislerinden ve Türkiye'deki çeşitli kitapçılardan 29 Milyon TL'ye edinebilirsiniz. Eğer kuş gözlem topluluğu üyesiyseniz bu kitabı %40 indirimle alabilirsiniz.

Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları - 2 

O zamanlar İzmir'de oturuyordum. Bir gün DHKD logolu bir zarf geldi eve. Zarfı heyecanla açtım. İçinden üstünde çeşitli kuş adları ve karşılarında farklı slaytlar olan bir deste kağıt çıktı. Kağıtlara bir de kısa not iliştirilmişti. Aklımda kaldığı kadarıyla not şöyle diyordu: "Güven'im sen bu ÖKA işlerini çok seversin. Bak bakalım yeni ÖKA türleri var mı... " Notu yazan ustam Murat Yarar'dı. Listeyi inceledikçe daha da heyecanlanıyordum. Önce Gediz'deki kayıtları koydum önüme. Hangisi ÖKA kriterlerini sağlıyor, hangisi sağlamıyor diye. Arkasından haritalar açıldı; annemin bütün muhalefetine karşın evde yapılan arkeolojik kazılar sonunda daha da eski kayıtlar döküldü ortaya. Acaba fark etmeden yeni ÖKA bulmuş muyumdur diye öyle bir coşmuş olmalıyım ki, gecenin bir yarısına kadar yüzlerce sayfa kuş kaydı taramışım. Sonuç mu? Koca bir sıfır. Gediz Deltası'nın ÖKA'lığını tescilleyen yeni gözlemlerden başka bir şey, yani yeni bir ÖKA bulamamıştım. 

O gece hüsranla sonuçlanmış olsa da, sonraki günlerde neredeyse ezberlemeye başladığım ÖKA kriterleri sayesinde hayatımın en keyifli anlarını yaşadım. İlk olarak, 1996'da izmirli kuşçu dostlarımla birlikte Ildır Körfezi Adaları'nı bulduk. Ildır'ı, 1997 yılında Ayvalık Adaları, Bakırçay Deltası ve Karaburun takip etti. DHKD'de çalışmaya başladıktan sonraysa işin boyutu tamamen değişti. DHKD'deki ekip arkadaşlarımla beraber Güneydoğu'da, Doğu'da, Konya Havzası'nda, Marmara'da, Akdeniz'de ve daha pek çok bölgede çok sayıda yeni ÖKA ya da olası ÖKA tanımladık.  Bunların arasında beni en çok etkileyen Bolkar Dağları oldu. Sakallı akbabadan, kızıl akbabaya, bıyıklı doğandan urkekliğe kadar birçok tür açısından ÖKA kriterlerini sağlayan bu muhteşem dağ silsilesinin keşfi DHKD'nin 1998 yılındaki Konya Projesinin en güzel anlarından biriydi.

Benim ÖKA kriterleriyle tanışmamdan bu yana 6 yıl geçti. Bu kısa süre zarfında Türkiye kuşlarını yeni ÖKA'ların keşfinden çok daha fazla ilgilendiren iki büyük gelişme yaşandı. Birincisi; bilinen ÖKA'ların büyük kısmı yok olma noktasına geldi. Samsam Gölü, Suğla Gölü, Hotamış Sazlığı ve Ereğli Sazlığı, söylemeye dilim varmıyor ama, geçen süre içinde yitirdiğimiz ÖKA'lar. Durumları bunlardan az daha iyi olsa da bıçak sırtında onlarca ÖKA daha var ve elimizden geleni yapmazsak onlar da avuçlarımızın arasından kayıp gidecek. İkinci gelişmeyse ilkinin tersine çok olumlu. Türkiye'de kuşçuluk 10-15 adamın merakı olmaktan çıkıp yüzlerce insanın yaşam biçimi haline dönüştü. Kuşları ve ÖKA'ları heyecanla konuşan yüzlerce Murat ve Güven yetişti. Artık ÖKA'ların keşfinde ve korunmasında en önemli rolü Türkiye'nin bu genç kuşçularının oynayacağına inanıyorum.

İsterseniz yazının buraya kadarki bölümünü uzatılmış bir not olarak kabul edelim ve artık Murat'ın gönderdiği zarfın içinden çıkan diğer kağıtlarla tanışmaya başlayalım.

ÖKA Kriterleri

Türkiye'de Önemli Kuş Alanları 'nın belirlenmesi için üç ana grup ÖKA kriteri kullanılıyor. Bunlar alfabenin ilk üç harfiyle adlandırılıyorlar: A, Bve C. "A" grubundaki kriterler Dünya ölçeğinde önemli alanları, "B" grubundakilerse Avrupa ölçeğinde önemli alanları tanımlamak için kullanılıyor. "C" kriterleri, AB Kuşları Koruma Yönetmeliği’ne göre korunması gereken alanları belirleme işlevini görüyor. Pratik anlamda "A" ya da "B" kriterlerini sağlayan hemen hemen bütün alanlar “C”  kriterlerini de sağlamış oluyor. Öte yandan bazı alanların yalnızca "C" kriterlerine göre önemli olup (AB ölçeğinde değer taşıyan alanlar) diğer kriterlerden hiçbirini sağlamaması söz konusu olabiliyor.

“A” Kriterleri

Bu üç grup içinde en önemlisi Dünya ölçeğinde önemli' alanları tanımlamaya yarayan "A" grubu. O yüzden bu grubu en ince ayrıntısına kadar tartışmaya çalışacağız. Kendi içinde dört gruba ayrılan "A" kriterlerinin özetini Tablo 1'de bulacaksınız.

Tablo 1. A grubu ÖKA kriterlerinin özeti.

Bu sayıda yalnızca A1 kriterlerinin üzerinde ayrıntısıyla duracağız ve geri kalan "A" grubu kriterlerini bir sonraki sayıda inceleyeceğiz. A1 kriterleri, Tablo 1'deki tanımından da anlaşılacağı gibi, yalnızca nesli Dünya ölçeğinde tehlike altında olan kuşlar için önemli alanları tanımlamakta kullanılıyor. Bu nedenle, A1 kriterlerinin rakamsal kotaları bir ülkeden diğerine değişiklik göstermiyor. Bu kriteri Türkiye'de düzenli olarak görülen nesli Dünya ölçeğinde tehlike altındaki 25 kuş türü için kullanmak mümkün. Bu türler için gerekli en düşük popülasyon aşağıda açıklanan mantık doğrultusunda belirleniyor. 

Eğer bir kuş türünün Dünya ölçeğindeki tehlike kategorisi IUCN kriterlerine göre "CR" (Yok olma sınırında) ya da "EN"yse (Tehlikede), bu türün düzenli olarak bulunduğu bütün alanları ÖKA listesine dahil etmek olanaklı. Bu iki gruba giren türler Dünya'nın en nadir kuşları arasında yer aldıkları için yaşadıkları bütün alanlara koruma önceliği verilmesi gerekiyor ve herhangi bir rakamsal kota aranmıyor. Türkiye' de söz konusu statülere sahip üç kuş türü görülüyor; kelaynak (Geronticus eremita) (CR), dikkuyruk (Oxyura leucocephala) (EN) ve ince gagalı kervançulluğu (Numenius tenuirostris) (CR).

Ancak bir kuş türü nispeten daha iyi durumdaysa; yani "VU" (Hassas), "CD" (Korumaya bağımlı), "DD" (Yetersiz bilinen) ya da "NT" (Tehlike altına girebilir) kategorilerinden birine giriyorsa düzenli olarak görülmenin yanı sıra rakamsal kotaların kullanılması gündeme geliyor. Rakamsal kotalar; türün Dünya popülasyonunun büyüklüğü, üreme şekli ve fiziksel boyu dikkate alınarak hesaplanıyor. A1 kriterine göre Türkiye'de ÖKA tanımına uyan türlerin listesi ve gerekli alt popülasyon sınırı Tablo 2'de yer alıyor. Sayılar üreme popülasyonunu tanımlayacak şekilde çift olarak verildiği gibi, düzenli olarak gözlenen diğer popülasyonları (kışlayan, yazlayan, göç sırasında konaklayan ve üreme sonrasında tüy değiştiren) tanımlamak üzere birey olarak da sunulmuştur.

Tablo 2. Türkiye'de A1 kriterini uygulanışını gösteren çizelge. (*) Birdlife International (2000)’deki kategoriler kullanılmıştır .

Önümüzdeki Kuşçu Bülteni'nde Murat'ın gönderdiği zarfın içinden çıkan diğer bilgileri incelemeyi sürdüreceğiz ve geri kalan "A" kriterlerini ele alacağız.

Güven Eken / Birdlife International

Kaynakça
Birdlife International (2000) Threatened Birds of the World, Birdlife International. Barcelona and Cambridge.
Heath, M.F. and Evans, M.I. (2000) Important Bird Areas in Europe Priorities for Conservation, Birdlife Conservation Series 8. Birdlife International, Cambridge.

Toygar'dan Kayıtlar (Nisan-Haziran 2001)


Hazırlayan: Metehan Özen
Bu bölüm, Toygar haberleşme listesine, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği'ne ve bana ulaşan yerli ve yabancı gezi raporlarından derlenerek hazırlanmıştır.

Kızıl boyunlu batağan Podiceps grisegena; 40, Sodalı Göl, 11 Temmuz, P Maria; 9, Aygır Gölü Kars, 3 Temmuz, A. Tamer.

Boz yelkovan Calonectris diomedea: 3, Çanakkale feribotu, 15 Ağustos, B.Sancar.

Küçük karabatak Phalacrocorax pygmeus; 550, Birecik, 6 Temmuz, B.Soner.

Kaşıkçı Platalea leucorodia; 5 ( 2 yuva ve 3 yavru), Kulu Gölü, 14 Temmuz, R.Ian.

Kadife ördek Melanitta fusca; 32, Aygır Gölü-Kars, 3 Temmuz, A.Tamer.

Yaz ördeği Marmaronetta .angustirostris; 2, Ahlat Sazlığı, 19 Temmuz, R.Ian; 45, Göksu Deltası, 18 Ağustos, Y.Berrin.

Akkuyruklu kartal Haliaaetus albicilla; 1, Erzincan, 21 Temmuz, D.Barbaros.

Kızıl akbaba Gyps fulvus; 1, Doğubeyazıt, 20 Temmuz, R.Ian; 1, Ahlat Sazlığı, 19 Temmuz, R.Ian;. 20, Iğdır, 4 Temmuz, A.Tamer; 1, Ani Harabeleri, 30 Ağustos, Ö.Uygar.

Bozkır kartalı Aquila nipalensis; 1, Sivas, 29 Haziran, P.Maria.

Ulu doğan Falco cherrug; 1, Tatvan, 18 Temmuz, R.Ian; 1, Kozan Gölü-Konya, 12 Ağustos, G.Gökhan; 1, Karacabey-Balıkesir,13 Ağustos, NAJU-DHKD gezisi.

Huş tavuğu Tetrao mlokosiewiczi; 1, Yukarı Kavron Yaylası-Rize, 24 Temmuz, E.Süleyman..

Kum kekliği Ammoperdix griseogularis; 12, Birecik, 6 Temmuz, B.Soner.

Küçük suçulluğu Lymnocryptes minimus; 1, Kulu Gölü, 30 Eylül, R.Ian.

Deniz düdükçünü Phalaropus lobatus; 1, Kulu Gölü, 14 Temmuz ve 1 Eylül, R.Ian.

Ada martısı Larus audouinii; 15, Gökçeada, 13 Ağustos, B.Sancar.

Çizgili ishakkuşu Otus brucei; 4, Birecik, 6 Temmuz, Ö.Nuri.

Küçük sağan Apus affinis; 30, Halfeti, 6 Temmuz, Ö.Metehan.

Alaca yalıçapkını Ceryle rudis; 6, Birecik ve Karkamış, 7 Temmuz, B.Soner; 1, Güllük Deltası Bodrum, 15 Eylül, GökKuşAğı.

Kara ağaçkakan Dryocopus martius; 2 (ses), Yedigöller, 8 Temmuz, K.Bahtiyar.

Çöl toygarı Ammomanes deserti; 1, Birecik, 23 Temmuz, A.Ali.

Büyük dağbülbülü Prunella collaris; 2; Nemrut Dağı krateri, 18 Temmuz, R.Ian; 4, Yukarı Kavron Yaylası-Rize, 24 Temmuz, E.Süleyman.

Taş bülbülü Irania gutturalis; 1 çift, Birecik, 6 Temmuz, Ö.Nuri; 1, ODTÜ arazisi, 17 Temmuz, K.Tuba.

Boğmaklı ardıç Turdus torquatus; 3, Nemrut Dağı, 18 Temmuz, RIan; 3, Yukarı Kavron Yaylası Rize, 23 Temmuz, E.Süleyman; 4, Bayburt, 2 Temmuz, A.Tamer.

Dağ mukkalidi Hippolais languida; 14, Birecik ve Halfeti, 6 Temmuz, Ö.Metehan; 2, Erzincan, 21 Temmuz, D.Barbaros.

Yeşil söğütbülbülü Phylloscopus (trochiloides) nitidus; 1, Sarıkamış, 30 Ağustos, Ö.Uygar.

Kara sinekkapan Ficedula hypoleuca; 1, Kızılcahamam MP, 26 Ağustos, D.Barbaros; 1, ODTÜ, 30 Ağustos, K.Tuba.

Sarıgagalı dağkargası Pyrrhocorax graculus; 70, Yahyalı-Kayseri, 6 Temmuz, Erkuş; 3, Aladağlar Milli Parkı, 1 Temmuz, E.Süleyman.

Büyük kaya sıvacıkuşu Sitta tephronota; 4, Halfeti, 6 Temmuz, B.Soner; 1, Van, 10 Temmuz, G.Umberto; 1, Samandağ-Antakya, 30 Temmuz, A.Ali; 1, Ani Harabeleri, 30 Ağustos, Ö.Uygar.

Küçük serçe Passer moabiticus; 20, Birecik, 6 Temmuz, Ö.Nuri.

Sarı boğazlı serçe Petronia xanthocollis; 10 Birecik ve Karkamış, 7 Temmuz, Ö.Metehan.

Şakrak Pyrrhula pyrrhula; 4, Yedigöller, 8 Temmuz, K.Bahtiyar; 6, Kavron Yaylası-Rize, 21 Temmuz, E.Süleyman

Sarı gagalı ketenkuşu Carduelis flavirostris; 3, Kavron Yaylası-Rize, 21 Temmuz, E.Süleyman; 12, Yukarı Kavron Yaylası-Rize, 23 Temmuz, E.Süleyman.

Boz kirazkuşu Emberiza cineracea; 4, Birecik ve Halfeti, 7 Temmuz, B.Soner.

Pembe göğüslü ötleğen Sylvia mystacea; 20, Birecik, 6 Temmuz, Ö.Nuri.

Doğu kirazkuşu Emberiza buchanani; 5, İshakpaşa Sarayı, 21 Temmuz, R.Ian.


PAKDOS Kuş Gözlem Topluluğu (PAKKUŞ)

PAKKUŞ 27 - 28 Ekim 2001 tarihlerinde Burdur Dikkuyruk Şenliği'nde bir araya gelen Denizli’lilerin ortak girişimiyle Pamukkale Arama Kurtarma Doğa Sporları Derneği'nin (PAKDOS) bünyesinde bir alt birim olarak kuruldu. Çiçeği burnunda topluluğa ilgi oldukça fazla. Fakat üyeleri, topluluğu uzun vadede Pamukkale Üniversitesi'nin bünyesinde kurulacak bir üniversite topluluğu haline getirerek daha geniş bir tabana yaymayı planlıyor. Topluluğun amaçları arasında özellikle Denizli'ye en yakın ÖKA olan. Acıgöldeki kuş varlığının belirlenmesi, korunması ve bölgede kuş turizminin canlandırılması yer alıyor. İlk gezisini Dikkuyruk Şenliği'nin ardından 3 - 4 Kasım 2001 tarihlerinde Işıklı Gölü ve Akdağ' a gerçekleştiren toplulukla aşağıdaki adreslerden iletişime geçebilirsiniz:

PAKDOS Adres: THY İşhanı Kat:1, Bayramyeri / Denizli
Derya Kahraman: deryaka@yahoo.com
İbrahim Yıldız: iyildiz@hotmail.com
PAKDOS hakkında ayrtntllı bilgi için http://www.pakdos.org.tr





Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından üç ayda bir hazırlanır.
DHKD Merkez Ofisi: Büyük Postane Caddesi NO:43-45 Kat:5-6 Bahçekapı-Istanbul
Tel: (0 212) 528 20 30 Faks: (0 212) 528 20 40 e-posta: kelaynak@dhkd.org. http://www.dhkd.org
Ankara Ofisi: Anafartalar Caddesi 17/5 Ulus, Ankara
Tel: (0 312) 310 28 45 . (0 312) 310 33 03 (2 hat) Faks: (0 312) 310 66 42 e-posta: ankara.ofis@dhkd.org
Yayıma Hazırlayan: Bahtiyar Kurt
Düzelti: Ceren Üzel
Tasarım ve Uygulama: PENCERE Grafik Tasarım Tel: (0 212) 289 21 49 e-posta : pencere.graf@superonline.com


23 Temmuz 2012 Pazartesi

Sayı 8







Aliağa'da Kuş Olur mu?


Bu yıl Ocak ayında, Aliağa Belediyesi'nin aracıyla ilk kez Aliağa'ya doğru yol alırken kafamızdaki soru buydu. Bildiğimiz tek şey UNDP-GEF'ten, bu bölgedeki bir sulakalanla ilgili küçük ölçekli bir proje alınmış olduğuydu. O güne dek Aliağa'da bir sulakalanın varlığından bile haberimiz yoktu.

Öyle bir alan düşünün ki, bir tarafı şehrin baskısıyla kuşatılmış, diğer iki tarafı denizle çevrili olsun. Prefabrik yazlıklarla dolu kumsalın hemen ardından etrafı okaliptüslerle kuşatılmış ve birbirine bir künkle bağlı, arkasında küçük bir tepecik olan tatlı su ekosistemine sahip bir sulakalanla, arkasında bir site bulunan, denize yakınlığından dolayı dipten tuzlanan, 2- 3 futbol sahası büyüklüğünde bir gölet karşımıza çıkıyor. Bunların arkasındaysa, mendereslerini neredeyse yitirmiş, etrafı tarlalarla kuşatılmış Güzelhisar Deltası. Şehirle bu denli iç içe olmasına karşın etrafta yüzlerce ördek ve sukuşunun uçuştuğu bir alanla karşılaşmak bizi hayrete düşürdü. Kaşıkgagalar(149), çamurcunlar(400+), yeşilbaşlar(158+), fiyular(18) o güne dek gördüğümüz en yakın mesafedeydiler. Bir süre kuşlardan başka hiçbirşeyle ilgilenmememizle, bize sorulan sorulara “Bir dakika, bir dakika” diye cevap verişlerimizle, yerlerde sürünerek ördek fotoğrafı çekmeye çalışmalarımızla, sanırız Aliağalılar’a garip bir ilk izlenim verdik.

Bu küçük ve heyecanlı geziden sonra Aliağa Yerel Gündem 21'de toplandık. Aliağa Yerel Gündem 21 ile Aliağa Eğitim ve Gelişim Vakfı'nın yürüttüğü "Aliağa Kuş Cenneti'nin Geliştirilmesi" adlı projenin amacı; alanı, kuş gözlemciliğini ve çevre bilincini geliştirme amaçlı kullanmaktı. Tabii öncelikle gelen kuşların kayıtlarının ve kullandıkları alanların belirlenmesi gerekiyordu. Bizden istenen de bu alandaki kuş popülasyonunu bir yıl boyunca düzenli olarak saymamız, yerel halkı eğitici çalışmalara katılmamızdı. Bu gözlemlere göre alanda bir iyileştirme çalışması yapılacak, gözlem ve ziyaret amaçlı düzenlemeler (kulübeler, levhalar, broşür vb.) gerçekleştirilecekti.

Bugüne kadar alana dokuz defa gidildi. Bunlardan yedisi sayım, biri eğitim çalışması, biri de alan çalışması içindi. Ayda en az bir defa olmak üzere yapılan sayımlarda 97 farklı tür belirlendi. Bunların içinde en ilgi çekenleri erguvani balıkçıl (86), küçük karabatak, küçük kerkenez (2 adet), kara leylek (1 adet) ve kuğuydu (1 adet).

Projenin bizce önemli yönlerinden biri de, yerel halka doğa ve kuş sevgisini aşılamaya ve yerel kuş gözlemcilerini oluşturmaya çalışmasıdır. Bu amaçla proje yürütücülerinden Duygu Dalgıç, Murat Gel, EKGT üyeleri ve İzmir Milli Parklar Başmühendisi Ahmet Akgün'ün de katıldığı bir sunum ve slayt gösterisini, yaklaşık 150 ortaöğretim öğrencisi ve Belediye Başkanı'na yaptık. Ayrıca, proje kapsamında alana bilgilendirici levhalar konuldu ve Aliağa girişindeki bir duvara flamingo resmi çizdirildi.

Bunların dışında proje kapsamında, tatlı su ekosisteminin yeraltı su kaynağını araştırmayı, tatlı su ve denize yakınlığı nedeniyle dipten tuzlanan kısmen tuzlu alanda habitat iyileştirmesi yapmayı tasarladık. Bunun aynı zamanda, bazı ilk ve ortaokul öğrencileri için de çevre koruma bilinci ve kuş gözlem sevgisi kazandırmayı hedefleyen eğitici bir çalışma olması planlandı. Ancak henüz bunları gerçekleştirme fırsatı elde edemedik.

Gözlemlerimizi gerçekleştirdiğimiz dönem boyunca, tatlı su bulunan sulakalanda elmabaşların ve sakarmekelerin, kısmen tuz1u gölette uzunbacakların ürediklerini belirledik. Uzunbacakların, kısmen tuzlu gölette geniş alanlar kaplayan yosunların üzerine yaptıkları yuvalar görülmeye değer bir manzara oluşturmaktaydı. Tuzlu su göletini belirtirken "kısmen" kelimesini kullanıyoruz çünkü, tatlı su bulunan sulakalandan bu alana düzenli su transferi yapan bir künk ve tuzlu su göletinden denize su transferi yapan başka bir künk nedeniyle, bu alanın geçen yıllara nazaran tuzluluk miktarının düştüğünü düşünmekteyiz. Ayrıca, bu yıl alanın bir kısmında ortaya çıkan sazlıklar ve suyun yüzeyini kaplayan yosun türü daha çok tatlı su ekosistemine yakın alanlarda görmeye alıştığımız türden.

Bir yıllık düzenli kuş sayımı sonunda alanla ilgili veri tabanı oluşturmayı düşünüyoruz. Bu sayede, alanda bulunan türleri, gözlemlenebilecekleri dönemleriyle birlikte gösteren bir pano ya da panolar hazırlamayı ve bunları yapılması planlanan gözlem kuleleri içine yerleştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, 6-7 Ekim 2001 tarihlerinde Dünya Kuş Gözlem Günü'nü, yerel halkın da katılımıyla Aliağa' da kutlamaya hazırlanıyoruz.

Alan çalışması konusunda bize yol gösteren Güven Eken, Uygar Özesmi ve Tansu Gürpınar' a teşekkür ve sevgilerimizi iletiyoruz.

Raika Durusoy, Ortaç Onmuş, Soner Bekir
Ege Kuş Gözlem Topluluğu (EKGT)
http://kusgozlem.sayfasi.com


Dünya Kuş Gözlem Günü'nü Kutluyoruz


Tüm Dünya'da 6-7 Ekim tarihlerinde Birdlife international'ın ortakları tarafından düzenlenecek olan Dünya Kuş Gözlem Günü'nde ülkemizde de kuş gözlem topluluklarının bulundukları şehirlerde çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecektir. Türkiye Kuş Sayfası'nda (www.toygar.sayfasi.com/) etkinlik hakkındaki genel bilgilerin yanı sıra, Türkiye'deki organizasyonun nerelerde ve ne zaman yapılacağı belirtilmekte, ayrıca her bir topluluktan iletişime geçebileceğiniz üyelerin telefon numaraları bulunmaktadır.

Dünya Kuş Gözlem Günü her yılın Ekim ayının ilk hafta sonu kutlanmaktadır. Etkinliğin amacı doğa, biyolojik çeşitlilik ve kuşlara ilgi duyan insanların oluşturduğu ağı güçlendirmek ve genişletmektir. Kuşların değeri ve önemi konusundaki bilinç seviyesini arttırıcı etkinlikleri de kapsayan gün, Türkiye' de son yıllarda genellikle DHKD tarafından İstanbul Küçük Çamlıca' da, 1999 yılında da bir kereye mahsus olmak üzere bir kaç şehirde birden kutlanmıştır.

Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği bu yıl yapılacak Dünya Kuş Gözlem Günü'nde ana tema olarak ülkenin her bir yanında kuruyan sulakalanlara dikkat çekmeyi ve tüm Türkiye'yi bu yıl "Kuşlara Dokunmamaya" davet etmeyi planlamaktadır.

Türkiye Kuş Sayfası


İnternette, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından kuş gözlemcilerine yönelik hazırlanan Türkiye Kuş Sayfası, Ağustos ayında çalışmaya başladı. Sayfanın amacı, kuşlar ve kuş gözlemciliği hakkında verilen genel ve özel bilgiler aracılığıyla kuş gözlem topluluklarının kapasitelerini artırmak, aralarındaki iletişimi güçlendirmek ve Türkiye'de konuyla ilgilenen insanları bu topluluklara yönlendirecek ortamı hazırlamak. Önemli Kuş Alanları İzleme Projesi'nin bir etkinliği olan Türkiye Kuş Sayfası'nın içeriğinde bulunan başlıklarsa şöyle: Türkiye'nin Kuşları, Kuş Gözlemciliği, Kitap ve CD'ler, Topluluklar, Albüm, Pano ve linkler. Sayfa, yaz stajını DHKD'de yapan Samsun Kuş Gözlem Topluluğu üyesi Fazilet Üker ve Dernek çalışanı Bahtiyar Kurt tarafından hazırlandı. Sayfaya ulaşmak için: http://www.toygar.sayfasi.com/ adresini kullanabilirsiniz.

Kuşların ve Sulakalanların Korunması'nda Balkan Ortaklığı Projesi


Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin uluslar arası platformdaki ortağı Hellenic Ornithological Society'nin (HOS) hazırladığı Kuş ve Sulakalanların Korunması'nda Balkan Ortaklığı Projesi, Balkanlar'da yer alan dört ülke; Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye tarafından yürütülüyor. Projenin hedefi, nesli küresel ölçekte tehlike altında bulunan dikkuyruk Oxyura leucocephala ve küçük karabatak Phalacracorax pygmeus türlerinin izlenmesi yoluyla bölgedeki önemli sulakalanların korunması için ülkeler arası işbirliğine gitmek. 2001 yılı boyunca sürecek proje için Türkiye'de 8 kuş gözlem topluluğu aktif olarak çalışmakta. Projenin Türkiye ayağında yapılacak alan çalışmaları aşağıdaki Tablo'da belirtilmiştir.



Proje kapsamında, 27 - 28 Ekim 2001 tarihinde Burdur'da II. Dikkuyruk Şenliği kutlanacak. Bunun dışında, 29 Ekim'de yine Burdur'da tüm proje ortaklarının ve Türkiye' deki kuş gözlemcilerinin katılacağı uluslararası bir toplantı gerçekleştirilecek. Balkan ülkelerinde kuş ve sulakalan korumacılığı konularındaki işbirliğini güçlendirmeyi hedefleyen proje'nin sponsoru Yunanistan Çevre Bakanlığı.

Proje hakkında daha detaylı bilgi için bahtiyar.kurt@dhkd.org adresine mesaj gönderebilir, http://www.toygar.sayfasi.com adresinden "Projeler" başlığını seçebilir ya da bölgenizdeki kuş gözlem topluluklarına başvurabilirsiniz.

II. Dikkuyruk Şenliği


Birincisi 21 Ekim 2000 tarihinde düzenlenen Dikkuyruk Şenliği bu yıl da Burdur'da 27 - 28 Ekim tarihlerinde kutlanacak. Geçen yıldan farklı olarak iki gün kutlanacak olan şenlik kapsamında Burdur Gölü'ne kuş gözlem gezileri düzenlenecek. Şehir merkezinde kurulacak şenlik alanında kuş yarışmaları, dikkuyruk oyunları, söyleşiler, müzik resitali, folklor gösterileri gerçekleştirilecek; ayrıca alanda, kuş gözlem topluluklarının stantları da bulunacak. Sponsorluğunu Burdur Belediyesi, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği ve Yunanistan Çevre Bakanlığı'nın yaptığı şenliğe tüm doğa severleri bekliyoruz.

Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları - 1


“Önemli Kuş Alanı" nedir?


Önemli Kuş Alanı (ÖKA), doğadaki kuş türlerinin nesillerini sürdürebilmeleri için özel önem taşıyan coğrafyaları tanımlar. ÖKA kavramının geliştirilmesinin temel nedeni, yeryüzündeki doğal coğrafyaların büyük bir hızla insan kullanımına açılması ve bu alanlardaki canlı türlerinin yok olmasıdır. ÖKA'ların en güçlü yanıysa, "uluslararası ölçekte önemli" olan alanları işaret etmeleridir. Alanları belirleme sürecinde ölçülebilir kriterlerin kullanılmasıysa, ÖKA fikrini güçlendiren diğer bir noktadır. Bunların yanında, dünyanın pek çok yerindeki araştırmalar ÖKA'ların yalnızca kuşlar için değil, aynı zamanda diğer canlı türleri için de yaşamsal bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. Başka bir deyişle, bir ülkede etkin bir ÖKA ağının oluşturulması, o ülkedeki pek çok canlı türünün yaşama hakkını güvence altına almak anlamına gelmektedir.

ÖKA kavramının tarihçesi


ÖKA terimi ilk olarak 1981 yılında basılmış olan "Avrupa Birliği'nin Önemli Kuş Alanları" kitabında kullanıldı (Osieck ve Mörzer Bruyns 1981), Daha sonraki yıllarda bu kitap genişletilerek yeniden basıldı. 1989 yılındaysa tüm Avrupa ülkelerini ve Türkiye'yi de kapsayan yeni bir envanter yayımlandı (Grimmet ve Jones 1989). Aynı yıl, "Türkiye' nin Önemli Kuş Alanları" kitabı da ilk kez basıldı (Ertan ve ark. 1989). 1989 ila 2000 yılı arasında Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Dünya'nın pek çok ülkesinde ulusal ÖKA envanterleri hazırlandı. 1997 yılında, Türkiye'nin ikinci ÖKA kitabı basıldı ve burada 1989 yılındaki envanterde yer almayan pek çok yeni ÖKA tanımlandı (Yarar ve Magnin 1989). 2000 yılındaysa Avrupa'nın ikinci ÖKA kitabı yayımlanarak Avrupa'da tanımlanmış olan 3619 ÖKA hakkında bilgi verildi (Heath ve Evans 2000). Adı geçen son iki yayında da, Türkiye'de 1996 yılına kadar tanımlanmış olan 97 ÖKA'ya yer verilmektedir.

ÖKA'lar kimleri ilgilendirir?


ÖKA'ların nerede oldukları ve neden korunmaları gerektiği pek çok farklı insan grubunun bilmesi gereken bir konu. Bu grupların başında şunlar gelmektedir:

Kuş gözlemcileri: Dünya'nın pek çok yerinde ÖKA'ların korunabilmesi için ilk adımı atanlar, yani onları keşfetme ve tanımlama işini yapanlar kuş gözlemcileridir. Daha sonraki aşamada, ÖKA'lardaki kuşların sayılarını ve onlara yönelik tehditleri izleme işini de çoğunlukla kuş gözlemcileri gerçekleştirir. Etkin bir kuş gözlemcisi ağının bulunmadığı ülkelerde, ÖKA'ların belirlenmesi ve korunmasıysa hemen hemen olanaksızdır.

Karar vericiler: ÖKA'ların varlığının, hem uluslararası, hem ulusal, hem de yerel ölçekte çalışan karar vericiler tarafından bilinmesi gerekir. Çünkü bu kişiler, bu alanların korunması ve kısıtlı kullanıma açılması yönündeki kararları vermekle sorumludurlar. Bu nedenle, bir ÖKA'nın korunması için her aşamada karar vericilerin yapılan çalışmalara dahil olması gerekir.

Yatırımcılar ile yerel kullanıcılar: Pek çok ÖKA'nın içinde ve onu etkileyen çevre alanlarda insanlar yaşamakta ve her birinin bu alanın kullanımıyla ilgili farklı görüşleri ve çıkarları bulunmaktadır. ÖKA'ların bölge hakkında geliştirilen fikirlerden zarar görmemesi için, öncelikle bu insanların eksiksiz bir şekilde bilgilendirilmeleri gerekir. Bu insanların küçük bir kısmının dahi bölgelerindeki ÖKA'nın korunması yönünde destek vermesi, alanla ilgili sorunların çözülmesinde büyük kolaylık sağlar.

Üniversiteler: Bugün Türkiye'nin hemen her yerinde doğal alanlar üzerinde araştırma yapan yüksek öğretim kurumları bulunmaktadır. Yalnızca fen bilimlerinde değil, aynı zamanda diğer disiplinlerde çalışan uzmanların da (coğrafya, tarım, sosyoloji, jeoloji, tarih, arkeoloji vs.) araştırmalarını yaparken ÖKA'lara öncelik vermeleri, bu alanlarla ilgili bilgimizin artmasını ve buradaki koruma çalışmalarının daha sağlam bir zemin üzerinde yükselmesini sağlayacaktır.

Danışman çevre firmaları: Çevre Bakanlığı'nın denetimi altında hazırlanan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporları genellikle danışman statüsüyle çalışan profesyonel firmalar tarafından yazılır. Bu firmaların hazırladığı raporlarda, proje yerinin doğal özellikleriyle ilgili bilgiler Türkiye' de oldukça yetersiz bir şekilde ele alınmakta ve bu da kararın projenin gerçekleştirilmesi şeklinde verilmesine neden olmaktadır. ÖKA'ların bu firmalar tarafından bilinmesi, kalkınmaya yönelik projelerin doğaya en az zararla yapılmasına önemli bir katkı koyacaktır.

Doğa korumacı sivil toplum örgütleri: Türkiye'de çevre ve doğa koruma amaçlı, ulusal ve yerel ölçekte etkinlik gösteren pek çok sivil toplum örgütü bulunmaktadır. Bu kurumların çalışmalarını yaparken uluslararası önemi olduğu bilenen ÖKA'lara öncelik vermeleri, harcanan emeğin hem Türkiye hem de dünya ölçeğinde daha yararlı olmasını sağlayacaktır.

Sponsor kuruluşlar: Doğa koruma projelerinin yürütülebilmesinde, sponsor kuruluşların oynadığı rol giderek daha da büyümektedir. Sponsor kuruluşların hangi projelere destek verecekleri hakkında karar verirken ÖKA'lara öncelik tanıyabilmeleri için, ÖKA kavramının bu kuruluşlardaki kişilere tam olarak anlatılması gerekmektedir.

ÖKA'ların yasal geçerliliği nedir?

Uluslararası bir kavram olan ÖKA'lar, en güçlü yasal desteği Avrupa Birliği'nin Kuşları Koruma Yönetmeliği'nden (EC Council Directive on the Conservation of Wild Birds 79/409/EEC) almaktadır: Bu yönetmelik uyarınca AB'ye üye olan her ülke, toprakları üzerindeki kuşlar açısından uluslar arası öneme sahip alanları korumakla yükümlüdür. Bu yönetmelik altında korunması gereken alanlar, Özel Koruma Alanı (SPA - Special Protected Area) olarak tanımlanmaktadır. Yönetmeliğin kendisi söz konusu alanların nasıl belirleneceğini açıklamamakla birlikte, ı998 tarihli Avrupa Mahkemesi kararıyla ÖKA kriterleri, SPA'ların belirlenebilmesi için tek geçerli yöntem olarak kabul edilmiştir. Başka bir deyişle, eğer bir alanın ÖKA kriterlerini sağladığı bilimsel olarak kanıtlanabiliyorsa, AB'ye üye ülkeler bu alanı SPA statüsü altında korumak zorundadır.

Türkiye'nin yasalarında ÖKA kavramının yer almamasına ve ülkemiz AB üyesi olmamasına karşın, AB ile bütünleşme sürecinde AB Kuşları Koruma Yönetmeliği Türk mevzuatıyla uyumlulaştırılması gereken bir belge olarak ortaya çıkacak. Daha da önemlisi, Türkiye'nin bu yönetmeliğin uygulanabilmesi için gerekli ön hazırlıkları yapması gerekecek. İşte bu noktada, ÖKA'ların eksiksiz bir şekilde belirlenmesi, Türkiye'nin doğasının korunması açısından yaşamsal bir öneme sahip.

Yeni ÖKA'ları belirlemek

Yukarıda da belirtildiği gibi ÖKA'ların tam listesinin oluşturulması ve bilinen alanların sağlıklı bir şekilde izlenmesi, Türkiye'nin doğa koruma gündeminin öncelikli konularından bir tanesi. Başka bir deyişle, ne kadar çok alanın ÖKA kriterlerini sağladığını kanıtlayabilirsek, Türkiye'deki doğa koruma çalışmaları için o kadar sağlam bir altyapı oluşturmuş olacağız. Bu alanların bir an önce belirlenmesi, Türkiye'nin daha hızlı kalkınması için kullanılacak, orta vadede artması beklenen AB kaynaklarının doğru alanlarda, doğru bir şekilde kullanılmasına çok büyük katkı koyacaktır. Aksi taktirde, AB ve diğer gelişmiş ülkelerin sermayeleri Anadolu'nun eşsiz doğasını gelişi güzel bir şekilde yağmalamaya devam edecektir.

İşte bu noktada Türkiye' deki kuş gözlemcilerine hem uygulaması kolay ve zevkli, hem de etkisi büyük bir sorumluluk düşmektedir. Çünkü ÖKA'ların belirlenmesinde temel rolü oynayanlar, yani ÖKA'ların korunması sürecinde ilk adımı atanlar, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kuş gözlemcileri olacaktır. Üstelik bildiğimiz başka bir gerçek de, Türkiye'de keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda ÖKA olduğudur. Yapılması gereken şey, zaten yapıla gelen kuş gözlemlerini bir de ÖKA kriterleri açısından değerlendirmek ve daha önce gidilmemiş bölgelere gitmeye özen göstererek, bu bölgelere "Bu alan bir ÖKA olabilir mi?" sorusuyla yaklaşmak. Yapılabilecek diğer bir zevkli ve önemli işse, ÖKA olduğu bilinen bir alanın bu statüsünü güçlendiren ve ÖKA kriterlerini sağlayan yeni kuş popülasyonlarını bulabilmek.

Bir sonraki Kuşçu Bülteni'nde ÖKA'ları keşfetmek için kullanacağımız kriterleri ve bu kriterleri Türkiye'de uygularken dikkate almamız, gereken esasları tartışacağız. Ben, ÖKA'ların Türkiye'nin doğasının bozulmadan kalabilmesi için çok önemli bir rol oynayacağına inanıyorum. Daha da önemlisi, basit gibi görünen bir kuş gözlem kaydının uluslararası önemi olabileceğini ve ÖKA'lar sayesinde tek bir gözlemin uçsuz bucaksız coğrafyaların korunmasına büyük bir katkı koyabileceğini çok iyi biliyorum. Ne mutlu ki, bugünün Türkiyeli kuş gözlemcileri olarak bu tür gözlemlerin binlercesini yapma ve yaşadığımız toprakların korunmasına bir birey olarak katkı koyma şansına sahibiz.

Güven Eken/BirdLife International

Referanslar

Ertan, A., Kılıç, A. ve Kasparek, M. (1989). Türkiye'nin Önemli Kuş Alanlan, DHKD/ICBP, İstanbul.

Grimmet, R.F.A. ve Jones, T.A. (1989) Important Bird Areas in Europe, ICBP Tech. Publ. 9. ICBP, Cambridge.

Heath, M.F. ve Evans, M.I. (2000) Important Bird Areas in Europe. Priorities for Conservation, Birdlife Conservation Series 8. Birdlife International, Cambridge.

Yarar, M. ve Magnin, G. (1997). Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği, İstanbul.

Toygar'dan Kayıtlar (Nisan-Haziran 2001)



Hazırlayan: Metehan Özen
Bu bölüm, Toygar haberleşme listesine, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği'ne ve bana ulaşan yerli ve yabancı gezi raporlarından derlenerek hazırlanmıştır.

Boz yelkovan Calonectris diomedea: 2, Gelibolu, 13 Mayıs, Atahan A;

Kara akbaba Aegypius monachus: 1, Sazak Köyü-Eskişehir, 16 Mayıs, Başaran ÜN; 2, Kızılcahamam MP, 8 Haziran, Richardson I;

Bozkır delicesi Circus macrourus: 1, Halfeti, 7 Nisan, Bozdoğan M;

Şah kartal Aquila heliaca: 1, Terkos, 29 Nisan, İKGT;

Tavşancıl Hieraaetus fasciatus: 1, Gediz Deltası, 15 Nisan, EKGT;

Balık kartalı Pandion haliaetus: 1, Edirne, 22 Nisan, Başaran ÜN; 1, Birecik, 3 Nisan, Özbağdatlı N;

Ada doğanı Falco eleonorae: 2, Datça, 29 Haziran, Onmuş O;

Ulu doğan Falco cherrug: 1, Işıklı-Gaziantep, 5 Nisan, Forsberg H;

Urkeklik Tetraogallus caspius: 4, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Bozdoğan M;

Kum kekliği Ammoperdix griseogularis: 2, Birecik, 6 Nisan, Bozdoğan M; 1, Birecik, 2 Nisan, Özbağdatlı N;.

Çilkeklik Perdix perdix: 2, Sazak Köyü-Eskişehir, 17 Mayıs, Başaran ÜN; 1, ODTU Kampüs, 15 Mayıs, Demirci B;

Toy Otis tarda: 8, Uyuz Gölü, 11 Nisan, Akoğlu A;

Bataklıkkırlangıcı Glareola pratincola: 8, Uluabat Gölü, 15 Nisan, ULUKUŞ; 1, Bodrum, 14 Nisan, Gökkuşağı; 100, Kulu Gölü, 26 Mayıs, Richardson I;

Deniz düdükçünü Phalaropus lobatus: 2, Uyuz Gölü, 11 Nisan, Akoğlu T;

Gülen sumru Gelochelidon nilotica: 20, Uyuz Gölü, 11 Nisan, Ekşioğlu S; 2, Mogan Gölü, 14 Nisan, OKGT; 150, Kulu Gölü, 12 Mayıs, Richardson I; 150, Tuz Gölü civarı, 25 Nisan, Bekir S;

Kara sumru Chlidonias niger: 6, Kara sumru, Kulu Gölü, Cınk Ö;

Çizgili ishakkuşu Otus brucei: 3, Birecik, 6 Nisan, Bozdoğan M;

Kara ağaçkakan Dryocopus martius: 1, Termal-Yalova, 26 Mayıs, Geyik C;

Ağaç incirkuşu Anthus trivialis: 15, Birecik, 6 Nisan, Bozdoğan M; 3, ODTÜ Kampüsü, 6 Nisan, ANKA;

Büyük dağbülbülü Prunella collaris: 5, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Forsberg H;

Taş bülbülü Irania gutturalis: 3, Durnalık-Gaziantep, 8 Nisan, Bozdoğan M; 2, Sazak Köyü-Eskişehir, 16 Mayıs, Başaran S; 2, Hattuşaş-çorum, 20 Mayıs, Richardson I;

Kızılca kuyrukkakan Oenanthe xanthoprymna: 2, ışıklı-Gaziantep, 5 Nisan, Bozdoğan M;

Aksırtlı kuyrukkakan Oenanthe finschii: 2, Hattuşaş-çorum,20 Mayıs, Richardson I;

Bataklık kamışçını Locustella luscinioides: 2, Balıkdamı, 7 Nisan, OKGT;

Kındıra kamışçını Acrocephalus schoenobaenus: 2, Balıkdamı, 7 Nisan, OKGT;

Pembe göğüslü ötleğen Sylvia mystacea: 4, Birecik, 6 Nisan, Forsberg H;

Boz söğütbülbülü Phylloscopus bonelli: 1, ışıklı-Gaziantep: 5 Nisan, Bozdoğan M; 3, Halfeti, 7 Nisan, Bozdoğan M;

Büyük kaya sıvacıkuşu Sitta tephronota: 4, ışıklı-Gaziantep, 5 Nisan, Bozdoğan M; 6, Halfeti, 7 Nisan, Bozdoğan M;

Duvar tırmaşıkkuşu Tichodroma muraria: 2, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Bozdoğan M; 1, Aladağlar, 22 Nisan, Akoğlu T;

Küçük serçe Passer moabiticus: 4, Birecik, 14 Mayıs, Özbağdatlı N;

Çöl serçesi Petronia brachydactyla: 5, Erzurum, l0 Haziran, Alagöz Z;


Kara iskete Serinus pusillus: 100, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Forsberg H;

Alamecek Rhodopechy sanguinea: 3, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Bozdoğan M;

Boz alamecek Rhodospiza obsoleta: 2, Birecik, 6 Nisan, Forsberg H;

Kızıl kirazkuşu Emberiza caesia: 1, ışıklı-Gaziantep, 5 Nisan, Bozdoğan M;



İKGT: İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu

Gök-Kuş-Ağı: Gökova Kuş Gözlem Topluluğu

EKGT: Ege Kuş Gözlem Topluluğu

OKGT: ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu

ULUKUŞ: Uludağ Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu

ANKA: Anka Kuş Gözlem Topluluğu


Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından üç ayda bir hazırlanır.
DHKD Merkez Ofisi: Büyük Postane Caddesi NO:43-45 Kat:5-6 Bahçekapı-IstanbulTel: (0 212) 528 20 30 Faks: (0 212) 528 20 40 e-posta: kelaynak@dhkd.org. http://www.dhkd.org
Ankara Ofisi: Anafartalar Caddesi 17/5 Ulus, Ankara
Tel: (0 312) 310 28 45 . (0 312) 310 33 03 (2 hat) Faks: (0 312) 310 66 42 e-posta: ankara.ofis@dhkd.org
Yayıma Hazırlayan: Bahtiyar Kurt
Düzelti: Ceren Üzel
Tasarım ve Uygulama: PENCERE Grafik Tasarım Tel: (0 212) 216 49 19/20 Faks: (0 212) 216 49 21