30 Temmuz 2012 Pazartesi

Sayı 9



Güneşin Toprakları


Eski zaman gezginlerinin anlattığı bilinmeyen Doğu’ya yolculuk gibi bir şeydi bizim Birecik maceramız. Çoğumuz daha önce hiç böyle farklı bir kültürün içinde bulunmamıştı. Gerçi hala ülkemizdeydik ama ikliminden insanına, sokaklarından yemeklerine başka bir diyardaydık sanki. Amacımız bu diyarın kuşlarını keşfetmekti ve biz Türkiye’nin dört bir yanındaki kuş gözlem topluluklarından Birecik’in tozunu yutmaya, Fırat’ın mavisini seyre dalmaya gelmiştik.

Birecik Fidanlık Müdürlüğü'nün bahçesindeki korulukta ta küçük bir kamp alanı oluşturduk. Geceyarısı peçeli baykuşların öttüğü bu koruluk anılarımızda hoş bir gülümseme bıraktı. Gündüzlerimizi Birecik'in taşını toprağını arşınlayarak, kum kekliği, alaca yalıçapkını ve nice başka türler arayarak geçirdik. Yorulduk, susadık, düştük ama hep güldük; kuş gözlemenin tadına vardık.

Birecik’teki ilk günümüzde Kelaynak Üretme İstasyonu’nu ziyaret eden İbrahim Özbey’den kelaynakların son durumu hakkında bilgi aldık. Sonrasındaysa Fırat’ın kurumuş bir kolunun vadisinde, sarp kayalar arasında bir gözlem macerası yaşayıp, kuş gözlemcilerinin aslında kaya tırmanma konusunda da ne denli başaralı olabileceğini bizzat deneyerek öğrendik.

İkinci gün programımızda Halfeti vardı. Güne Halil Özbey ve Menderes Kılıç tarafından kahvehanede ikram edilen sabah kahvaltısıyla başladık. Masmavi Halfeti’ye karşı şarkılar söylerken, Çiftlik Köyünden Sami’nin kendi tarlasından getirip bizimle paylaştığı taze fıstıklarını, yolda durduğumuzda tarlasını sularken karşılaştığımız yaşlı bir amcanın dalından yeni kopmuş cevizlerini yedik. Bir kez daha Doğu insanının konukseverliğine hayran olduk. Halfeti, Birecik Barajı suları altında kalan yarısıyla bize insanın kendi hayatını nereden nereye taşıdığını ve doğaya hakim olma çabasını anlattı. Rum Kale'ye doğru çıktığımız tekne gezisinde bir tarihi
geçip başka bir zamanın izlerine uzandık. Tüm değişenlere karşın süzülmeyi sürdüren tavşancılı heyecan içinde izledik. Rum Kale kıyılarında kimimiz kendini Fırat’ın serin sularına atarken, kimimiz de azimle tırmandığı kayalıkların ötesinde pembe göğüslü ötleğen ve büyük kaya sıvacısı gördü. 

Gezi programımızın son gününde, yol boyunca köy çocuklarına el sallaya sallaya gittiğimiz Kargamış baraj gölünde çoğumuz balık kartalını ilk defa gördük. Mola süresince kılkuyruk bağırtlak görme umuduyla gezip, uludoğanla karşılaştık. Bu gerçekten harika bir sürprizdi.

Birecik, tozun maviye boyandığı, kuş gözlemcilerinin yeni türler ve lezzetlerle tanıştığı bir kertik oldu gezi kütüğümüzde. Geri dönmek gelmese de içimizden, bir zamanlar kelaynaklarında yaptığı gibi zamanı gelince toparlanıp, kulaklarımızda “Hello, What’s your name?” sesleri, dudaklarımızda isot acısıyla bu güneş topraklarından ayrıldık. 


Birecik Kaymakamı Ali Çınar, Birecik Belediye Başkanı Mahmut Mirkelam, Birecik Emniyet Müdürü Mehmet Tülek, Birecik Fidanlık Müdürü Ahmet Karayılan, Cafer Orhan, Kahvehaneler Odası Başkanı Menderes Kılıç’a, bütün fidanlık çalışanları ve özellikle Salih Özbey’e tüm yardımları ve konukseverlikleri için teşekkür ederiz. Ayrıca, ev sahipleri Abdullah, Müslüm, Mücahit, Habeş ve Sami’ye, organizasyon ekibine en içten sevgilerimizi sunarız.

Özge Çelik ve Zeren Gürkan
ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu


Kelaynakların Son Durumu


Kuşçu Bülteni'nin 7. sayısında sözü edilen kelaynakların (Geronticus eremita) son durumunu bildirmek ve bu yılki üreme başarısını müjdelemek için yeniden merhaba.

Bu yıl üreyen 10 çiftten toplam 20 yeni yavru kazandık. 20 yavrudan yalnızca bir tanesi 9 Mayıs'ta yuvasında ölü olarak bulundu. Geri kalan 19 yavrunun hepsi tüylendi ve uçmayı başardı. İlk uçuş 25 Mayıs’ta gerçekleşti. Hemen hemen 4 Haziran’a kadar bütün yavrular uçmayı başarmıştı. Bu yıl 19 uçabilen ve artık kendi kendilerine beslenebilen yavrunun büyük başarı sayılmasının nedeniyse aşağıdaki tabloda önceki yıllarla karşılaştırmalı olarak görülmektedir.

Erişkinlerin sayısı 42'yken başlayan gözlemler, ne yazık ki 1 erişkin kuşun kaybolması sonucu 41 olarak bitti. Bu kuşun kaybolmasının nedeniyse bilinmiyor. Bugün Türkiye kelaynak popülasyonu 19'u yavru, 41'i erişkin olmak üzere toplam 60 bireyden oluşuyor. Bu yıl 2 yavrunun çok üzücü bir biçimde yaralanması, kuşların kafeslere kapatılmasını hızlandırdı. Yaralanan yavrulardan birinin kanadı radius ve ulna kemiklerinden 3 parçalı olarak kırıldı. Kuş, 14 Temmuz'da, üstü bir kıyıdan diğerine elektrik telleriyle çevrili bir şantiyedeki havuzcuklarda bir çocuk tarafından bulundu. Bir gün önceki sayımların tam olması, kuşun bulunduğu gün yaralandığının bir kanıtıydı.

Kuşa ilk müdahale Birecik'te veteriner hekim, Celal İncedal tarafından yapıldı. Sonra ki tedavi de, Taner Hatipoğlu ve Andrew A. Cunningham'ın* önerileri doğrultusunda yine Celal İncedal tarafından sürdürüldü. Kuşun yaralanma sebebinin elektrik telleri olduğu düşünülüyor.

Diğer yaralı kuşsa 18 Temmuz’da, bacağı kırıl olarak beslenme alanından uçtuğunda fark edildi. Diğer kuşların yeniden tarlaya konmasına karşın bu kuş konamayıp güneye doğru uçmaya devam etti. 2 gün üretme istasyonuna geri dönmeyen kuş, 20 Temmuz da üretme istasyonunda tekrar görüldü. Bu kuşun tedaviside kanadı kırık kuşta olduğu gibi yapıldı. Bu kuşun bacağı femur kemiğine 1/3 uzaklıktaki yerden tekli olarak kırılmıştı. Kuşun yaralanma nedeni hakkında bir yorum yapamıyoruz.

Bütün bu gelişmeler ve yaşan olaylar gelecekte, üretme istasyonunun yönetimi için gerekli olabilecek birkaç öneriyi de beraberinde getirdi. 16 Temmuz’da, son olaylarında etkisiyle, görevliler tarafından kuşları kafese koyma kararı alındı. Bu tarih oldukça erken olmasına karşın alınabilecek en risksiz karardı. Temmuz’un 18’inden 26’sına kadar, toplam 8 gün süren kafese kapatma işlemi sonunda Birecik’teki kelaynak populasyonunun bu yılki özgür uçma zamanı bitti. Ayrıca eklemek gerekir ki, 1990’dan buyana olduğu gibi bu yıl da kışlama alanlarından hiçbir birey koloniye katılmadı. 2 Mayıs’tan Temmuz sonuna kadar yapılan gözlemler, yerel halkın da aralarında olduğu ilgili kişilerle yapılan fikir alışverişleri gelecek yıllarda neler yapabileceğimiz konusunda  bize çok yararlı bilgiler verdi.

Gelecek yıl yine kuşlar doğaya bırakılacak ve umarım aynı üreme başarısıyla sonraki yıllara umutlarımızı taşıyacağız.




Kaynak
BOWDEN Christopher G.R. & TAVARES jose. RSPB Summary of vis it 18-20 December 2000.
* Head of Wildlife Epidemiology, Institute of Zoology, Zoological Society of London

Nuri Özbağdatlı


Samsun Çevre Eğitimi Projesi


19 Mayıs Üniversitesi Kuş Gözlem Kulübü, Ekim 200l'den itibaren Samsun'da bulunan iki ilköğretim okulunda Çevre Eğitimi Projesi'ni uygulamaya başladı. Birdlife International ve Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından koordine edilen projenin sponsorluğunu birçok doğa koruma projesine de destek veren The Nando Peretti Foundation üstlendi.

Çevre Eğitimi Projesi’nin ana hedefi; halihazırda izlenen önemli kuş alanlarında bulunan ilköğretim okullarında çevre eğitimi programlarını uygulayarak, özellikle kuşların korunmasına yönelik yerel bilincin artmasına katkıda bulunmaktır. Samsun’daki uygulamanın amacıysa, Kızılırmak Deltası yakınlarındaki iki ilköğretim okulunda kuş ağırlıklı bir çevre eğitim programı yürüterek , diğer önemli kuş alanlarında bulunan okullara da örnek olmaktır.

Şu an Çevre Eğitimi Projesi’nde toplam 18 kişi görev alıyor. Bu kişileri iki grup halinde, çarşamba ve cumartesi günleri ilköğretim okullarına giderek, doğayla ilgili mesajları çocuklara kendi dillerinde, yani oyunlarla iletiyorlar. Proje kapsamında ele alınan konu başlıkları; “Ekoloji, Su, Hava, Toprak, Biyolojik Çeşitlilik ve Sürdürülebilir Yaşam”. Bu konular DHKD’nin hazırlamış olduğu “Gönüllü Çevre Eğitim Kılavuzu”nda yer alıyor. Her konu sonunda çocuklara yönelik konuyla ilgili etkinlikler, oyunlar bulunuyor. Haftada yaklaşık iki saat okullara gidilerek yürütülen proje bir yıl sürecek.

Projenin bir yılı sonunda edineceğimiz deneyimler doğrultusunda bu çalışmanın Türkiye’nin diğer illerinde de yaygınlaştırılması için çalışmalar gerçekleştirilecek. Eğer sizlerde bu proje hakkında ayrıntılı bilgi edinmek ya da çocuklarla oyun oynayarak doğa korumaya katkıda bulunmak istiyorsanız proje koordinatörleri Cemal Özsemir ve Fazilet Üker’le iletişim kurabilirsiniz:
fazilet_uker@yahoo.com
balabancemal@yahoo.com

Burcu Arık
Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği

Kuş Meraklılarının Kitabı
“Türkiye ve Avrupa’nın Kuşları”


Tüm kuş gözlemcilerinin yıllardır beklediği, kuşlar konusunda çok önemli bir kaynak kitap olan “Türkiye ve Avrupa’nın Kuşları” en sonunda Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin çabalarıyla doğa severlerle buluşuyor. Orjinali İngiltere’de HarperCollinsPublishers tarafından yayımlanan bu kitap, kuş gözlemcisi Kerem Ali Boyla tarafından Türkçe’ye çevrilerek Türkiye’ye uyarlandı. İngilizce baskısı Hermann Heinzel, Richard Fitter, John Parslow tarafından hazırlanan kitap Türkçe olarak kuşlar üzerine hazırlanan en kapsamlı ilk yayın olma özelliğini taşıyor.

Garanti Bankası, RSPB (İngiltere Kraliyet Kuşları Koruma Derneği) ve Birdlife'ın (Dünya Kuşları Koruma Örgütü) katkılarıyla hazırlanan kitapta, Türkiye ve Avrupa'daki bütün kuş türleri, görülebilecekleri bölgeler, göç yolları 3000'den fazla renkli resim ve haritayla tanıtılıyor. Tüm Dünya’da sağlıklı ekosistemlerin en önemli göstergesi olarak kabul edilen kuşlar hakkında detaylı bilgilerin verildiği kitap, yalnızca kuş gözlemcilerinin değil herkesin doğa gezileri sırasında çantasında bulundurması gereken bir kaynak niteliğini taşıyor. Yıllardır kuşlar ve kuş gözlemciliğiyle ilgili çalışmalar yürüten Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD), “Türkiye ve Avrupa’nın Kuşları” kitabıyla barındırdığı kuş türleri açısından çok zengin olan Türkiye’de, bugüne kadar eksikliği duyulan bir bilgi açığını kapatıyor.

Türkiye çapında dağıtımı Literatür Dağıtım ile yapılacak olan kitabı Ocak ayından itibaren DHKD ofislerinden ve Türkiye'deki çeşitli kitapçılardan 29 Milyon TL'ye edinebilirsiniz. Eğer kuş gözlem topluluğu üyesiyseniz bu kitabı %40 indirimle alabilirsiniz.

Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları - 2 

O zamanlar İzmir'de oturuyordum. Bir gün DHKD logolu bir zarf geldi eve. Zarfı heyecanla açtım. İçinden üstünde çeşitli kuş adları ve karşılarında farklı slaytlar olan bir deste kağıt çıktı. Kağıtlara bir de kısa not iliştirilmişti. Aklımda kaldığı kadarıyla not şöyle diyordu: "Güven'im sen bu ÖKA işlerini çok seversin. Bak bakalım yeni ÖKA türleri var mı... " Notu yazan ustam Murat Yarar'dı. Listeyi inceledikçe daha da heyecanlanıyordum. Önce Gediz'deki kayıtları koydum önüme. Hangisi ÖKA kriterlerini sağlıyor, hangisi sağlamıyor diye. Arkasından haritalar açıldı; annemin bütün muhalefetine karşın evde yapılan arkeolojik kazılar sonunda daha da eski kayıtlar döküldü ortaya. Acaba fark etmeden yeni ÖKA bulmuş muyumdur diye öyle bir coşmuş olmalıyım ki, gecenin bir yarısına kadar yüzlerce sayfa kuş kaydı taramışım. Sonuç mu? Koca bir sıfır. Gediz Deltası'nın ÖKA'lığını tescilleyen yeni gözlemlerden başka bir şey, yani yeni bir ÖKA bulamamıştım. 

O gece hüsranla sonuçlanmış olsa da, sonraki günlerde neredeyse ezberlemeye başladığım ÖKA kriterleri sayesinde hayatımın en keyifli anlarını yaşadım. İlk olarak, 1996'da izmirli kuşçu dostlarımla birlikte Ildır Körfezi Adaları'nı bulduk. Ildır'ı, 1997 yılında Ayvalık Adaları, Bakırçay Deltası ve Karaburun takip etti. DHKD'de çalışmaya başladıktan sonraysa işin boyutu tamamen değişti. DHKD'deki ekip arkadaşlarımla beraber Güneydoğu'da, Doğu'da, Konya Havzası'nda, Marmara'da, Akdeniz'de ve daha pek çok bölgede çok sayıda yeni ÖKA ya da olası ÖKA tanımladık.  Bunların arasında beni en çok etkileyen Bolkar Dağları oldu. Sakallı akbabadan, kızıl akbabaya, bıyıklı doğandan urkekliğe kadar birçok tür açısından ÖKA kriterlerini sağlayan bu muhteşem dağ silsilesinin keşfi DHKD'nin 1998 yılındaki Konya Projesinin en güzel anlarından biriydi.

Benim ÖKA kriterleriyle tanışmamdan bu yana 6 yıl geçti. Bu kısa süre zarfında Türkiye kuşlarını yeni ÖKA'ların keşfinden çok daha fazla ilgilendiren iki büyük gelişme yaşandı. Birincisi; bilinen ÖKA'ların büyük kısmı yok olma noktasına geldi. Samsam Gölü, Suğla Gölü, Hotamış Sazlığı ve Ereğli Sazlığı, söylemeye dilim varmıyor ama, geçen süre içinde yitirdiğimiz ÖKA'lar. Durumları bunlardan az daha iyi olsa da bıçak sırtında onlarca ÖKA daha var ve elimizden geleni yapmazsak onlar da avuçlarımızın arasından kayıp gidecek. İkinci gelişmeyse ilkinin tersine çok olumlu. Türkiye'de kuşçuluk 10-15 adamın merakı olmaktan çıkıp yüzlerce insanın yaşam biçimi haline dönüştü. Kuşları ve ÖKA'ları heyecanla konuşan yüzlerce Murat ve Güven yetişti. Artık ÖKA'ların keşfinde ve korunmasında en önemli rolü Türkiye'nin bu genç kuşçularının oynayacağına inanıyorum.

İsterseniz yazının buraya kadarki bölümünü uzatılmış bir not olarak kabul edelim ve artık Murat'ın gönderdiği zarfın içinden çıkan diğer kağıtlarla tanışmaya başlayalım.

ÖKA Kriterleri

Türkiye'de Önemli Kuş Alanları 'nın belirlenmesi için üç ana grup ÖKA kriteri kullanılıyor. Bunlar alfabenin ilk üç harfiyle adlandırılıyorlar: A, Bve C. "A" grubundaki kriterler Dünya ölçeğinde önemli alanları, "B" grubundakilerse Avrupa ölçeğinde önemli alanları tanımlamak için kullanılıyor. "C" kriterleri, AB Kuşları Koruma Yönetmeliği’ne göre korunması gereken alanları belirleme işlevini görüyor. Pratik anlamda "A" ya da "B" kriterlerini sağlayan hemen hemen bütün alanlar “C”  kriterlerini de sağlamış oluyor. Öte yandan bazı alanların yalnızca "C" kriterlerine göre önemli olup (AB ölçeğinde değer taşıyan alanlar) diğer kriterlerden hiçbirini sağlamaması söz konusu olabiliyor.

“A” Kriterleri

Bu üç grup içinde en önemlisi Dünya ölçeğinde önemli' alanları tanımlamaya yarayan "A" grubu. O yüzden bu grubu en ince ayrıntısına kadar tartışmaya çalışacağız. Kendi içinde dört gruba ayrılan "A" kriterlerinin özetini Tablo 1'de bulacaksınız.

Tablo 1. A grubu ÖKA kriterlerinin özeti.

Bu sayıda yalnızca A1 kriterlerinin üzerinde ayrıntısıyla duracağız ve geri kalan "A" grubu kriterlerini bir sonraki sayıda inceleyeceğiz. A1 kriterleri, Tablo 1'deki tanımından da anlaşılacağı gibi, yalnızca nesli Dünya ölçeğinde tehlike altında olan kuşlar için önemli alanları tanımlamakta kullanılıyor. Bu nedenle, A1 kriterlerinin rakamsal kotaları bir ülkeden diğerine değişiklik göstermiyor. Bu kriteri Türkiye'de düzenli olarak görülen nesli Dünya ölçeğinde tehlike altındaki 25 kuş türü için kullanmak mümkün. Bu türler için gerekli en düşük popülasyon aşağıda açıklanan mantık doğrultusunda belirleniyor. 

Eğer bir kuş türünün Dünya ölçeğindeki tehlike kategorisi IUCN kriterlerine göre "CR" (Yok olma sınırında) ya da "EN"yse (Tehlikede), bu türün düzenli olarak bulunduğu bütün alanları ÖKA listesine dahil etmek olanaklı. Bu iki gruba giren türler Dünya'nın en nadir kuşları arasında yer aldıkları için yaşadıkları bütün alanlara koruma önceliği verilmesi gerekiyor ve herhangi bir rakamsal kota aranmıyor. Türkiye' de söz konusu statülere sahip üç kuş türü görülüyor; kelaynak (Geronticus eremita) (CR), dikkuyruk (Oxyura leucocephala) (EN) ve ince gagalı kervançulluğu (Numenius tenuirostris) (CR).

Ancak bir kuş türü nispeten daha iyi durumdaysa; yani "VU" (Hassas), "CD" (Korumaya bağımlı), "DD" (Yetersiz bilinen) ya da "NT" (Tehlike altına girebilir) kategorilerinden birine giriyorsa düzenli olarak görülmenin yanı sıra rakamsal kotaların kullanılması gündeme geliyor. Rakamsal kotalar; türün Dünya popülasyonunun büyüklüğü, üreme şekli ve fiziksel boyu dikkate alınarak hesaplanıyor. A1 kriterine göre Türkiye'de ÖKA tanımına uyan türlerin listesi ve gerekli alt popülasyon sınırı Tablo 2'de yer alıyor. Sayılar üreme popülasyonunu tanımlayacak şekilde çift olarak verildiği gibi, düzenli olarak gözlenen diğer popülasyonları (kışlayan, yazlayan, göç sırasında konaklayan ve üreme sonrasında tüy değiştiren) tanımlamak üzere birey olarak da sunulmuştur.

Tablo 2. Türkiye'de A1 kriterini uygulanışını gösteren çizelge. (*) Birdlife International (2000)’deki kategoriler kullanılmıştır .

Önümüzdeki Kuşçu Bülteni'nde Murat'ın gönderdiği zarfın içinden çıkan diğer bilgileri incelemeyi sürdüreceğiz ve geri kalan "A" kriterlerini ele alacağız.

Güven Eken / Birdlife International

Kaynakça
Birdlife International (2000) Threatened Birds of the World, Birdlife International. Barcelona and Cambridge.
Heath, M.F. and Evans, M.I. (2000) Important Bird Areas in Europe Priorities for Conservation, Birdlife Conservation Series 8. Birdlife International, Cambridge.

Toygar'dan Kayıtlar (Nisan-Haziran 2001)


Hazırlayan: Metehan Özen
Bu bölüm, Toygar haberleşme listesine, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği'ne ve bana ulaşan yerli ve yabancı gezi raporlarından derlenerek hazırlanmıştır.

Kızıl boyunlu batağan Podiceps grisegena; 40, Sodalı Göl, 11 Temmuz, P Maria; 9, Aygır Gölü Kars, 3 Temmuz, A. Tamer.

Boz yelkovan Calonectris diomedea: 3, Çanakkale feribotu, 15 Ağustos, B.Sancar.

Küçük karabatak Phalacrocorax pygmeus; 550, Birecik, 6 Temmuz, B.Soner.

Kaşıkçı Platalea leucorodia; 5 ( 2 yuva ve 3 yavru), Kulu Gölü, 14 Temmuz, R.Ian.

Kadife ördek Melanitta fusca; 32, Aygır Gölü-Kars, 3 Temmuz, A.Tamer.

Yaz ördeği Marmaronetta .angustirostris; 2, Ahlat Sazlığı, 19 Temmuz, R.Ian; 45, Göksu Deltası, 18 Ağustos, Y.Berrin.

Akkuyruklu kartal Haliaaetus albicilla; 1, Erzincan, 21 Temmuz, D.Barbaros.

Kızıl akbaba Gyps fulvus; 1, Doğubeyazıt, 20 Temmuz, R.Ian; 1, Ahlat Sazlığı, 19 Temmuz, R.Ian;. 20, Iğdır, 4 Temmuz, A.Tamer; 1, Ani Harabeleri, 30 Ağustos, Ö.Uygar.

Bozkır kartalı Aquila nipalensis; 1, Sivas, 29 Haziran, P.Maria.

Ulu doğan Falco cherrug; 1, Tatvan, 18 Temmuz, R.Ian; 1, Kozan Gölü-Konya, 12 Ağustos, G.Gökhan; 1, Karacabey-Balıkesir,13 Ağustos, NAJU-DHKD gezisi.

Huş tavuğu Tetrao mlokosiewiczi; 1, Yukarı Kavron Yaylası-Rize, 24 Temmuz, E.Süleyman..

Kum kekliği Ammoperdix griseogularis; 12, Birecik, 6 Temmuz, B.Soner.

Küçük suçulluğu Lymnocryptes minimus; 1, Kulu Gölü, 30 Eylül, R.Ian.

Deniz düdükçünü Phalaropus lobatus; 1, Kulu Gölü, 14 Temmuz ve 1 Eylül, R.Ian.

Ada martısı Larus audouinii; 15, Gökçeada, 13 Ağustos, B.Sancar.

Çizgili ishakkuşu Otus brucei; 4, Birecik, 6 Temmuz, Ö.Nuri.

Küçük sağan Apus affinis; 30, Halfeti, 6 Temmuz, Ö.Metehan.

Alaca yalıçapkını Ceryle rudis; 6, Birecik ve Karkamış, 7 Temmuz, B.Soner; 1, Güllük Deltası Bodrum, 15 Eylül, GökKuşAğı.

Kara ağaçkakan Dryocopus martius; 2 (ses), Yedigöller, 8 Temmuz, K.Bahtiyar.

Çöl toygarı Ammomanes deserti; 1, Birecik, 23 Temmuz, A.Ali.

Büyük dağbülbülü Prunella collaris; 2; Nemrut Dağı krateri, 18 Temmuz, R.Ian; 4, Yukarı Kavron Yaylası-Rize, 24 Temmuz, E.Süleyman.

Taş bülbülü Irania gutturalis; 1 çift, Birecik, 6 Temmuz, Ö.Nuri; 1, ODTÜ arazisi, 17 Temmuz, K.Tuba.

Boğmaklı ardıç Turdus torquatus; 3, Nemrut Dağı, 18 Temmuz, RIan; 3, Yukarı Kavron Yaylası Rize, 23 Temmuz, E.Süleyman; 4, Bayburt, 2 Temmuz, A.Tamer.

Dağ mukkalidi Hippolais languida; 14, Birecik ve Halfeti, 6 Temmuz, Ö.Metehan; 2, Erzincan, 21 Temmuz, D.Barbaros.

Yeşil söğütbülbülü Phylloscopus (trochiloides) nitidus; 1, Sarıkamış, 30 Ağustos, Ö.Uygar.

Kara sinekkapan Ficedula hypoleuca; 1, Kızılcahamam MP, 26 Ağustos, D.Barbaros; 1, ODTÜ, 30 Ağustos, K.Tuba.

Sarıgagalı dağkargası Pyrrhocorax graculus; 70, Yahyalı-Kayseri, 6 Temmuz, Erkuş; 3, Aladağlar Milli Parkı, 1 Temmuz, E.Süleyman.

Büyük kaya sıvacıkuşu Sitta tephronota; 4, Halfeti, 6 Temmuz, B.Soner; 1, Van, 10 Temmuz, G.Umberto; 1, Samandağ-Antakya, 30 Temmuz, A.Ali; 1, Ani Harabeleri, 30 Ağustos, Ö.Uygar.

Küçük serçe Passer moabiticus; 20, Birecik, 6 Temmuz, Ö.Nuri.

Sarı boğazlı serçe Petronia xanthocollis; 10 Birecik ve Karkamış, 7 Temmuz, Ö.Metehan.

Şakrak Pyrrhula pyrrhula; 4, Yedigöller, 8 Temmuz, K.Bahtiyar; 6, Kavron Yaylası-Rize, 21 Temmuz, E.Süleyman

Sarı gagalı ketenkuşu Carduelis flavirostris; 3, Kavron Yaylası-Rize, 21 Temmuz, E.Süleyman; 12, Yukarı Kavron Yaylası-Rize, 23 Temmuz, E.Süleyman.

Boz kirazkuşu Emberiza cineracea; 4, Birecik ve Halfeti, 7 Temmuz, B.Soner.

Pembe göğüslü ötleğen Sylvia mystacea; 20, Birecik, 6 Temmuz, Ö.Nuri.

Doğu kirazkuşu Emberiza buchanani; 5, İshakpaşa Sarayı, 21 Temmuz, R.Ian.


PAKDOS Kuş Gözlem Topluluğu (PAKKUŞ)

PAKKUŞ 27 - 28 Ekim 2001 tarihlerinde Burdur Dikkuyruk Şenliği'nde bir araya gelen Denizli’lilerin ortak girişimiyle Pamukkale Arama Kurtarma Doğa Sporları Derneği'nin (PAKDOS) bünyesinde bir alt birim olarak kuruldu. Çiçeği burnunda topluluğa ilgi oldukça fazla. Fakat üyeleri, topluluğu uzun vadede Pamukkale Üniversitesi'nin bünyesinde kurulacak bir üniversite topluluğu haline getirerek daha geniş bir tabana yaymayı planlıyor. Topluluğun amaçları arasında özellikle Denizli'ye en yakın ÖKA olan. Acıgöldeki kuş varlığının belirlenmesi, korunması ve bölgede kuş turizminin canlandırılması yer alıyor. İlk gezisini Dikkuyruk Şenliği'nin ardından 3 - 4 Kasım 2001 tarihlerinde Işıklı Gölü ve Akdağ' a gerçekleştiren toplulukla aşağıdaki adreslerden iletişime geçebilirsiniz:

PAKDOS Adres: THY İşhanı Kat:1, Bayramyeri / Denizli
Derya Kahraman: deryaka@yahoo.com
İbrahim Yıldız: iyildiz@hotmail.com
PAKDOS hakkında ayrtntllı bilgi için http://www.pakdos.org.tr





Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından üç ayda bir hazırlanır.
DHKD Merkez Ofisi: Büyük Postane Caddesi NO:43-45 Kat:5-6 Bahçekapı-Istanbul
Tel: (0 212) 528 20 30 Faks: (0 212) 528 20 40 e-posta: kelaynak@dhkd.org. http://www.dhkd.org
Ankara Ofisi: Anafartalar Caddesi 17/5 Ulus, Ankara
Tel: (0 312) 310 28 45 . (0 312) 310 33 03 (2 hat) Faks: (0 312) 310 66 42 e-posta: ankara.ofis@dhkd.org
Yayıma Hazırlayan: Bahtiyar Kurt
Düzelti: Ceren Üzel
Tasarım ve Uygulama: PENCERE Grafik Tasarım Tel: (0 212) 289 21 49 e-posta : pencere.graf@superonline.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder