23 Temmuz 2012 Pazartesi

Sayı 8







Aliağa'da Kuş Olur mu?


Bu yıl Ocak ayında, Aliağa Belediyesi'nin aracıyla ilk kez Aliağa'ya doğru yol alırken kafamızdaki soru buydu. Bildiğimiz tek şey UNDP-GEF'ten, bu bölgedeki bir sulakalanla ilgili küçük ölçekli bir proje alınmış olduğuydu. O güne dek Aliağa'da bir sulakalanın varlığından bile haberimiz yoktu.

Öyle bir alan düşünün ki, bir tarafı şehrin baskısıyla kuşatılmış, diğer iki tarafı denizle çevrili olsun. Prefabrik yazlıklarla dolu kumsalın hemen ardından etrafı okaliptüslerle kuşatılmış ve birbirine bir künkle bağlı, arkasında küçük bir tepecik olan tatlı su ekosistemine sahip bir sulakalanla, arkasında bir site bulunan, denize yakınlığından dolayı dipten tuzlanan, 2- 3 futbol sahası büyüklüğünde bir gölet karşımıza çıkıyor. Bunların arkasındaysa, mendereslerini neredeyse yitirmiş, etrafı tarlalarla kuşatılmış Güzelhisar Deltası. Şehirle bu denli iç içe olmasına karşın etrafta yüzlerce ördek ve sukuşunun uçuştuğu bir alanla karşılaşmak bizi hayrete düşürdü. Kaşıkgagalar(149), çamurcunlar(400+), yeşilbaşlar(158+), fiyular(18) o güne dek gördüğümüz en yakın mesafedeydiler. Bir süre kuşlardan başka hiçbirşeyle ilgilenmememizle, bize sorulan sorulara “Bir dakika, bir dakika” diye cevap verişlerimizle, yerlerde sürünerek ördek fotoğrafı çekmeye çalışmalarımızla, sanırız Aliağalılar’a garip bir ilk izlenim verdik.

Bu küçük ve heyecanlı geziden sonra Aliağa Yerel Gündem 21'de toplandık. Aliağa Yerel Gündem 21 ile Aliağa Eğitim ve Gelişim Vakfı'nın yürüttüğü "Aliağa Kuş Cenneti'nin Geliştirilmesi" adlı projenin amacı; alanı, kuş gözlemciliğini ve çevre bilincini geliştirme amaçlı kullanmaktı. Tabii öncelikle gelen kuşların kayıtlarının ve kullandıkları alanların belirlenmesi gerekiyordu. Bizden istenen de bu alandaki kuş popülasyonunu bir yıl boyunca düzenli olarak saymamız, yerel halkı eğitici çalışmalara katılmamızdı. Bu gözlemlere göre alanda bir iyileştirme çalışması yapılacak, gözlem ve ziyaret amaçlı düzenlemeler (kulübeler, levhalar, broşür vb.) gerçekleştirilecekti.

Bugüne kadar alana dokuz defa gidildi. Bunlardan yedisi sayım, biri eğitim çalışması, biri de alan çalışması içindi. Ayda en az bir defa olmak üzere yapılan sayımlarda 97 farklı tür belirlendi. Bunların içinde en ilgi çekenleri erguvani balıkçıl (86), küçük karabatak, küçük kerkenez (2 adet), kara leylek (1 adet) ve kuğuydu (1 adet).

Projenin bizce önemli yönlerinden biri de, yerel halka doğa ve kuş sevgisini aşılamaya ve yerel kuş gözlemcilerini oluşturmaya çalışmasıdır. Bu amaçla proje yürütücülerinden Duygu Dalgıç, Murat Gel, EKGT üyeleri ve İzmir Milli Parklar Başmühendisi Ahmet Akgün'ün de katıldığı bir sunum ve slayt gösterisini, yaklaşık 150 ortaöğretim öğrencisi ve Belediye Başkanı'na yaptık. Ayrıca, proje kapsamında alana bilgilendirici levhalar konuldu ve Aliağa girişindeki bir duvara flamingo resmi çizdirildi.

Bunların dışında proje kapsamında, tatlı su ekosisteminin yeraltı su kaynağını araştırmayı, tatlı su ve denize yakınlığı nedeniyle dipten tuzlanan kısmen tuzlu alanda habitat iyileştirmesi yapmayı tasarladık. Bunun aynı zamanda, bazı ilk ve ortaokul öğrencileri için de çevre koruma bilinci ve kuş gözlem sevgisi kazandırmayı hedefleyen eğitici bir çalışma olması planlandı. Ancak henüz bunları gerçekleştirme fırsatı elde edemedik.

Gözlemlerimizi gerçekleştirdiğimiz dönem boyunca, tatlı su bulunan sulakalanda elmabaşların ve sakarmekelerin, kısmen tuz1u gölette uzunbacakların ürediklerini belirledik. Uzunbacakların, kısmen tuzlu gölette geniş alanlar kaplayan yosunların üzerine yaptıkları yuvalar görülmeye değer bir manzara oluşturmaktaydı. Tuzlu su göletini belirtirken "kısmen" kelimesini kullanıyoruz çünkü, tatlı su bulunan sulakalandan bu alana düzenli su transferi yapan bir künk ve tuzlu su göletinden denize su transferi yapan başka bir künk nedeniyle, bu alanın geçen yıllara nazaran tuzluluk miktarının düştüğünü düşünmekteyiz. Ayrıca, bu yıl alanın bir kısmında ortaya çıkan sazlıklar ve suyun yüzeyini kaplayan yosun türü daha çok tatlı su ekosistemine yakın alanlarda görmeye alıştığımız türden.

Bir yıllık düzenli kuş sayımı sonunda alanla ilgili veri tabanı oluşturmayı düşünüyoruz. Bu sayede, alanda bulunan türleri, gözlemlenebilecekleri dönemleriyle birlikte gösteren bir pano ya da panolar hazırlamayı ve bunları yapılması planlanan gözlem kuleleri içine yerleştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, 6-7 Ekim 2001 tarihlerinde Dünya Kuş Gözlem Günü'nü, yerel halkın da katılımıyla Aliağa' da kutlamaya hazırlanıyoruz.

Alan çalışması konusunda bize yol gösteren Güven Eken, Uygar Özesmi ve Tansu Gürpınar' a teşekkür ve sevgilerimizi iletiyoruz.

Raika Durusoy, Ortaç Onmuş, Soner Bekir
Ege Kuş Gözlem Topluluğu (EKGT)
http://kusgozlem.sayfasi.com


Dünya Kuş Gözlem Günü'nü Kutluyoruz


Tüm Dünya'da 6-7 Ekim tarihlerinde Birdlife international'ın ortakları tarafından düzenlenecek olan Dünya Kuş Gözlem Günü'nde ülkemizde de kuş gözlem topluluklarının bulundukları şehirlerde çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecektir. Türkiye Kuş Sayfası'nda (www.toygar.sayfasi.com/) etkinlik hakkındaki genel bilgilerin yanı sıra, Türkiye'deki organizasyonun nerelerde ve ne zaman yapılacağı belirtilmekte, ayrıca her bir topluluktan iletişime geçebileceğiniz üyelerin telefon numaraları bulunmaktadır.

Dünya Kuş Gözlem Günü her yılın Ekim ayının ilk hafta sonu kutlanmaktadır. Etkinliğin amacı doğa, biyolojik çeşitlilik ve kuşlara ilgi duyan insanların oluşturduğu ağı güçlendirmek ve genişletmektir. Kuşların değeri ve önemi konusundaki bilinç seviyesini arttırıcı etkinlikleri de kapsayan gün, Türkiye' de son yıllarda genellikle DHKD tarafından İstanbul Küçük Çamlıca' da, 1999 yılında da bir kereye mahsus olmak üzere bir kaç şehirde birden kutlanmıştır.

Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği bu yıl yapılacak Dünya Kuş Gözlem Günü'nde ana tema olarak ülkenin her bir yanında kuruyan sulakalanlara dikkat çekmeyi ve tüm Türkiye'yi bu yıl "Kuşlara Dokunmamaya" davet etmeyi planlamaktadır.

Türkiye Kuş Sayfası


İnternette, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından kuş gözlemcilerine yönelik hazırlanan Türkiye Kuş Sayfası, Ağustos ayında çalışmaya başladı. Sayfanın amacı, kuşlar ve kuş gözlemciliği hakkında verilen genel ve özel bilgiler aracılığıyla kuş gözlem topluluklarının kapasitelerini artırmak, aralarındaki iletişimi güçlendirmek ve Türkiye'de konuyla ilgilenen insanları bu topluluklara yönlendirecek ortamı hazırlamak. Önemli Kuş Alanları İzleme Projesi'nin bir etkinliği olan Türkiye Kuş Sayfası'nın içeriğinde bulunan başlıklarsa şöyle: Türkiye'nin Kuşları, Kuş Gözlemciliği, Kitap ve CD'ler, Topluluklar, Albüm, Pano ve linkler. Sayfa, yaz stajını DHKD'de yapan Samsun Kuş Gözlem Topluluğu üyesi Fazilet Üker ve Dernek çalışanı Bahtiyar Kurt tarafından hazırlandı. Sayfaya ulaşmak için: http://www.toygar.sayfasi.com/ adresini kullanabilirsiniz.

Kuşların ve Sulakalanların Korunması'nda Balkan Ortaklığı Projesi


Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin uluslar arası platformdaki ortağı Hellenic Ornithological Society'nin (HOS) hazırladığı Kuş ve Sulakalanların Korunması'nda Balkan Ortaklığı Projesi, Balkanlar'da yer alan dört ülke; Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye tarafından yürütülüyor. Projenin hedefi, nesli küresel ölçekte tehlike altında bulunan dikkuyruk Oxyura leucocephala ve küçük karabatak Phalacracorax pygmeus türlerinin izlenmesi yoluyla bölgedeki önemli sulakalanların korunması için ülkeler arası işbirliğine gitmek. 2001 yılı boyunca sürecek proje için Türkiye'de 8 kuş gözlem topluluğu aktif olarak çalışmakta. Projenin Türkiye ayağında yapılacak alan çalışmaları aşağıdaki Tablo'da belirtilmiştir.



Proje kapsamında, 27 - 28 Ekim 2001 tarihinde Burdur'da II. Dikkuyruk Şenliği kutlanacak. Bunun dışında, 29 Ekim'de yine Burdur'da tüm proje ortaklarının ve Türkiye' deki kuş gözlemcilerinin katılacağı uluslararası bir toplantı gerçekleştirilecek. Balkan ülkelerinde kuş ve sulakalan korumacılığı konularındaki işbirliğini güçlendirmeyi hedefleyen proje'nin sponsoru Yunanistan Çevre Bakanlığı.

Proje hakkında daha detaylı bilgi için bahtiyar.kurt@dhkd.org adresine mesaj gönderebilir, http://www.toygar.sayfasi.com adresinden "Projeler" başlığını seçebilir ya da bölgenizdeki kuş gözlem topluluklarına başvurabilirsiniz.

II. Dikkuyruk Şenliği


Birincisi 21 Ekim 2000 tarihinde düzenlenen Dikkuyruk Şenliği bu yıl da Burdur'da 27 - 28 Ekim tarihlerinde kutlanacak. Geçen yıldan farklı olarak iki gün kutlanacak olan şenlik kapsamında Burdur Gölü'ne kuş gözlem gezileri düzenlenecek. Şehir merkezinde kurulacak şenlik alanında kuş yarışmaları, dikkuyruk oyunları, söyleşiler, müzik resitali, folklor gösterileri gerçekleştirilecek; ayrıca alanda, kuş gözlem topluluklarının stantları da bulunacak. Sponsorluğunu Burdur Belediyesi, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği ve Yunanistan Çevre Bakanlığı'nın yaptığı şenliğe tüm doğa severleri bekliyoruz.

Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları - 1


“Önemli Kuş Alanı" nedir?


Önemli Kuş Alanı (ÖKA), doğadaki kuş türlerinin nesillerini sürdürebilmeleri için özel önem taşıyan coğrafyaları tanımlar. ÖKA kavramının geliştirilmesinin temel nedeni, yeryüzündeki doğal coğrafyaların büyük bir hızla insan kullanımına açılması ve bu alanlardaki canlı türlerinin yok olmasıdır. ÖKA'ların en güçlü yanıysa, "uluslararası ölçekte önemli" olan alanları işaret etmeleridir. Alanları belirleme sürecinde ölçülebilir kriterlerin kullanılmasıysa, ÖKA fikrini güçlendiren diğer bir noktadır. Bunların yanında, dünyanın pek çok yerindeki araştırmalar ÖKA'ların yalnızca kuşlar için değil, aynı zamanda diğer canlı türleri için de yaşamsal bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. Başka bir deyişle, bir ülkede etkin bir ÖKA ağının oluşturulması, o ülkedeki pek çok canlı türünün yaşama hakkını güvence altına almak anlamına gelmektedir.

ÖKA kavramının tarihçesi


ÖKA terimi ilk olarak 1981 yılında basılmış olan "Avrupa Birliği'nin Önemli Kuş Alanları" kitabında kullanıldı (Osieck ve Mörzer Bruyns 1981), Daha sonraki yıllarda bu kitap genişletilerek yeniden basıldı. 1989 yılındaysa tüm Avrupa ülkelerini ve Türkiye'yi de kapsayan yeni bir envanter yayımlandı (Grimmet ve Jones 1989). Aynı yıl, "Türkiye' nin Önemli Kuş Alanları" kitabı da ilk kez basıldı (Ertan ve ark. 1989). 1989 ila 2000 yılı arasında Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Dünya'nın pek çok ülkesinde ulusal ÖKA envanterleri hazırlandı. 1997 yılında, Türkiye'nin ikinci ÖKA kitabı basıldı ve burada 1989 yılındaki envanterde yer almayan pek çok yeni ÖKA tanımlandı (Yarar ve Magnin 1989). 2000 yılındaysa Avrupa'nın ikinci ÖKA kitabı yayımlanarak Avrupa'da tanımlanmış olan 3619 ÖKA hakkında bilgi verildi (Heath ve Evans 2000). Adı geçen son iki yayında da, Türkiye'de 1996 yılına kadar tanımlanmış olan 97 ÖKA'ya yer verilmektedir.

ÖKA'lar kimleri ilgilendirir?


ÖKA'ların nerede oldukları ve neden korunmaları gerektiği pek çok farklı insan grubunun bilmesi gereken bir konu. Bu grupların başında şunlar gelmektedir:

Kuş gözlemcileri: Dünya'nın pek çok yerinde ÖKA'ların korunabilmesi için ilk adımı atanlar, yani onları keşfetme ve tanımlama işini yapanlar kuş gözlemcileridir. Daha sonraki aşamada, ÖKA'lardaki kuşların sayılarını ve onlara yönelik tehditleri izleme işini de çoğunlukla kuş gözlemcileri gerçekleştirir. Etkin bir kuş gözlemcisi ağının bulunmadığı ülkelerde, ÖKA'ların belirlenmesi ve korunmasıysa hemen hemen olanaksızdır.

Karar vericiler: ÖKA'ların varlığının, hem uluslararası, hem ulusal, hem de yerel ölçekte çalışan karar vericiler tarafından bilinmesi gerekir. Çünkü bu kişiler, bu alanların korunması ve kısıtlı kullanıma açılması yönündeki kararları vermekle sorumludurlar. Bu nedenle, bir ÖKA'nın korunması için her aşamada karar vericilerin yapılan çalışmalara dahil olması gerekir.

Yatırımcılar ile yerel kullanıcılar: Pek çok ÖKA'nın içinde ve onu etkileyen çevre alanlarda insanlar yaşamakta ve her birinin bu alanın kullanımıyla ilgili farklı görüşleri ve çıkarları bulunmaktadır. ÖKA'ların bölge hakkında geliştirilen fikirlerden zarar görmemesi için, öncelikle bu insanların eksiksiz bir şekilde bilgilendirilmeleri gerekir. Bu insanların küçük bir kısmının dahi bölgelerindeki ÖKA'nın korunması yönünde destek vermesi, alanla ilgili sorunların çözülmesinde büyük kolaylık sağlar.

Üniversiteler: Bugün Türkiye'nin hemen her yerinde doğal alanlar üzerinde araştırma yapan yüksek öğretim kurumları bulunmaktadır. Yalnızca fen bilimlerinde değil, aynı zamanda diğer disiplinlerde çalışan uzmanların da (coğrafya, tarım, sosyoloji, jeoloji, tarih, arkeoloji vs.) araştırmalarını yaparken ÖKA'lara öncelik vermeleri, bu alanlarla ilgili bilgimizin artmasını ve buradaki koruma çalışmalarının daha sağlam bir zemin üzerinde yükselmesini sağlayacaktır.

Danışman çevre firmaları: Çevre Bakanlığı'nın denetimi altında hazırlanan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporları genellikle danışman statüsüyle çalışan profesyonel firmalar tarafından yazılır. Bu firmaların hazırladığı raporlarda, proje yerinin doğal özellikleriyle ilgili bilgiler Türkiye' de oldukça yetersiz bir şekilde ele alınmakta ve bu da kararın projenin gerçekleştirilmesi şeklinde verilmesine neden olmaktadır. ÖKA'ların bu firmalar tarafından bilinmesi, kalkınmaya yönelik projelerin doğaya en az zararla yapılmasına önemli bir katkı koyacaktır.

Doğa korumacı sivil toplum örgütleri: Türkiye'de çevre ve doğa koruma amaçlı, ulusal ve yerel ölçekte etkinlik gösteren pek çok sivil toplum örgütü bulunmaktadır. Bu kurumların çalışmalarını yaparken uluslararası önemi olduğu bilenen ÖKA'lara öncelik vermeleri, harcanan emeğin hem Türkiye hem de dünya ölçeğinde daha yararlı olmasını sağlayacaktır.

Sponsor kuruluşlar: Doğa koruma projelerinin yürütülebilmesinde, sponsor kuruluşların oynadığı rol giderek daha da büyümektedir. Sponsor kuruluşların hangi projelere destek verecekleri hakkında karar verirken ÖKA'lara öncelik tanıyabilmeleri için, ÖKA kavramının bu kuruluşlardaki kişilere tam olarak anlatılması gerekmektedir.

ÖKA'ların yasal geçerliliği nedir?

Uluslararası bir kavram olan ÖKA'lar, en güçlü yasal desteği Avrupa Birliği'nin Kuşları Koruma Yönetmeliği'nden (EC Council Directive on the Conservation of Wild Birds 79/409/EEC) almaktadır: Bu yönetmelik uyarınca AB'ye üye olan her ülke, toprakları üzerindeki kuşlar açısından uluslar arası öneme sahip alanları korumakla yükümlüdür. Bu yönetmelik altında korunması gereken alanlar, Özel Koruma Alanı (SPA - Special Protected Area) olarak tanımlanmaktadır. Yönetmeliğin kendisi söz konusu alanların nasıl belirleneceğini açıklamamakla birlikte, ı998 tarihli Avrupa Mahkemesi kararıyla ÖKA kriterleri, SPA'ların belirlenebilmesi için tek geçerli yöntem olarak kabul edilmiştir. Başka bir deyişle, eğer bir alanın ÖKA kriterlerini sağladığı bilimsel olarak kanıtlanabiliyorsa, AB'ye üye ülkeler bu alanı SPA statüsü altında korumak zorundadır.

Türkiye'nin yasalarında ÖKA kavramının yer almamasına ve ülkemiz AB üyesi olmamasına karşın, AB ile bütünleşme sürecinde AB Kuşları Koruma Yönetmeliği Türk mevzuatıyla uyumlulaştırılması gereken bir belge olarak ortaya çıkacak. Daha da önemlisi, Türkiye'nin bu yönetmeliğin uygulanabilmesi için gerekli ön hazırlıkları yapması gerekecek. İşte bu noktada, ÖKA'ların eksiksiz bir şekilde belirlenmesi, Türkiye'nin doğasının korunması açısından yaşamsal bir öneme sahip.

Yeni ÖKA'ları belirlemek

Yukarıda da belirtildiği gibi ÖKA'ların tam listesinin oluşturulması ve bilinen alanların sağlıklı bir şekilde izlenmesi, Türkiye'nin doğa koruma gündeminin öncelikli konularından bir tanesi. Başka bir deyişle, ne kadar çok alanın ÖKA kriterlerini sağladığını kanıtlayabilirsek, Türkiye'deki doğa koruma çalışmaları için o kadar sağlam bir altyapı oluşturmuş olacağız. Bu alanların bir an önce belirlenmesi, Türkiye'nin daha hızlı kalkınması için kullanılacak, orta vadede artması beklenen AB kaynaklarının doğru alanlarda, doğru bir şekilde kullanılmasına çok büyük katkı koyacaktır. Aksi taktirde, AB ve diğer gelişmiş ülkelerin sermayeleri Anadolu'nun eşsiz doğasını gelişi güzel bir şekilde yağmalamaya devam edecektir.

İşte bu noktada Türkiye' deki kuş gözlemcilerine hem uygulaması kolay ve zevkli, hem de etkisi büyük bir sorumluluk düşmektedir. Çünkü ÖKA'ların belirlenmesinde temel rolü oynayanlar, yani ÖKA'ların korunması sürecinde ilk adımı atanlar, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kuş gözlemcileri olacaktır. Üstelik bildiğimiz başka bir gerçek de, Türkiye'de keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda ÖKA olduğudur. Yapılması gereken şey, zaten yapıla gelen kuş gözlemlerini bir de ÖKA kriterleri açısından değerlendirmek ve daha önce gidilmemiş bölgelere gitmeye özen göstererek, bu bölgelere "Bu alan bir ÖKA olabilir mi?" sorusuyla yaklaşmak. Yapılabilecek diğer bir zevkli ve önemli işse, ÖKA olduğu bilinen bir alanın bu statüsünü güçlendiren ve ÖKA kriterlerini sağlayan yeni kuş popülasyonlarını bulabilmek.

Bir sonraki Kuşçu Bülteni'nde ÖKA'ları keşfetmek için kullanacağımız kriterleri ve bu kriterleri Türkiye'de uygularken dikkate almamız, gereken esasları tartışacağız. Ben, ÖKA'ların Türkiye'nin doğasının bozulmadan kalabilmesi için çok önemli bir rol oynayacağına inanıyorum. Daha da önemlisi, basit gibi görünen bir kuş gözlem kaydının uluslararası önemi olabileceğini ve ÖKA'lar sayesinde tek bir gözlemin uçsuz bucaksız coğrafyaların korunmasına büyük bir katkı koyabileceğini çok iyi biliyorum. Ne mutlu ki, bugünün Türkiyeli kuş gözlemcileri olarak bu tür gözlemlerin binlercesini yapma ve yaşadığımız toprakların korunmasına bir birey olarak katkı koyma şansına sahibiz.

Güven Eken/BirdLife International

Referanslar

Ertan, A., Kılıç, A. ve Kasparek, M. (1989). Türkiye'nin Önemli Kuş Alanlan, DHKD/ICBP, İstanbul.

Grimmet, R.F.A. ve Jones, T.A. (1989) Important Bird Areas in Europe, ICBP Tech. Publ. 9. ICBP, Cambridge.

Heath, M.F. ve Evans, M.I. (2000) Important Bird Areas in Europe. Priorities for Conservation, Birdlife Conservation Series 8. Birdlife International, Cambridge.

Yarar, M. ve Magnin, G. (1997). Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği, İstanbul.

Toygar'dan Kayıtlar (Nisan-Haziran 2001)



Hazırlayan: Metehan Özen
Bu bölüm, Toygar haberleşme listesine, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği'ne ve bana ulaşan yerli ve yabancı gezi raporlarından derlenerek hazırlanmıştır.

Boz yelkovan Calonectris diomedea: 2, Gelibolu, 13 Mayıs, Atahan A;

Kara akbaba Aegypius monachus: 1, Sazak Köyü-Eskişehir, 16 Mayıs, Başaran ÜN; 2, Kızılcahamam MP, 8 Haziran, Richardson I;

Bozkır delicesi Circus macrourus: 1, Halfeti, 7 Nisan, Bozdoğan M;

Şah kartal Aquila heliaca: 1, Terkos, 29 Nisan, İKGT;

Tavşancıl Hieraaetus fasciatus: 1, Gediz Deltası, 15 Nisan, EKGT;

Balık kartalı Pandion haliaetus: 1, Edirne, 22 Nisan, Başaran ÜN; 1, Birecik, 3 Nisan, Özbağdatlı N;

Ada doğanı Falco eleonorae: 2, Datça, 29 Haziran, Onmuş O;

Ulu doğan Falco cherrug: 1, Işıklı-Gaziantep, 5 Nisan, Forsberg H;

Urkeklik Tetraogallus caspius: 4, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Bozdoğan M;

Kum kekliği Ammoperdix griseogularis: 2, Birecik, 6 Nisan, Bozdoğan M; 1, Birecik, 2 Nisan, Özbağdatlı N;.

Çilkeklik Perdix perdix: 2, Sazak Köyü-Eskişehir, 17 Mayıs, Başaran ÜN; 1, ODTU Kampüs, 15 Mayıs, Demirci B;

Toy Otis tarda: 8, Uyuz Gölü, 11 Nisan, Akoğlu A;

Bataklıkkırlangıcı Glareola pratincola: 8, Uluabat Gölü, 15 Nisan, ULUKUŞ; 1, Bodrum, 14 Nisan, Gökkuşağı; 100, Kulu Gölü, 26 Mayıs, Richardson I;

Deniz düdükçünü Phalaropus lobatus: 2, Uyuz Gölü, 11 Nisan, Akoğlu T;

Gülen sumru Gelochelidon nilotica: 20, Uyuz Gölü, 11 Nisan, Ekşioğlu S; 2, Mogan Gölü, 14 Nisan, OKGT; 150, Kulu Gölü, 12 Mayıs, Richardson I; 150, Tuz Gölü civarı, 25 Nisan, Bekir S;

Kara sumru Chlidonias niger: 6, Kara sumru, Kulu Gölü, Cınk Ö;

Çizgili ishakkuşu Otus brucei: 3, Birecik, 6 Nisan, Bozdoğan M;

Kara ağaçkakan Dryocopus martius: 1, Termal-Yalova, 26 Mayıs, Geyik C;

Ağaç incirkuşu Anthus trivialis: 15, Birecik, 6 Nisan, Bozdoğan M; 3, ODTÜ Kampüsü, 6 Nisan, ANKA;

Büyük dağbülbülü Prunella collaris: 5, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Forsberg H;

Taş bülbülü Irania gutturalis: 3, Durnalık-Gaziantep, 8 Nisan, Bozdoğan M; 2, Sazak Köyü-Eskişehir, 16 Mayıs, Başaran S; 2, Hattuşaş-çorum, 20 Mayıs, Richardson I;

Kızılca kuyrukkakan Oenanthe xanthoprymna: 2, ışıklı-Gaziantep, 5 Nisan, Bozdoğan M;

Aksırtlı kuyrukkakan Oenanthe finschii: 2, Hattuşaş-çorum,20 Mayıs, Richardson I;

Bataklık kamışçını Locustella luscinioides: 2, Balıkdamı, 7 Nisan, OKGT;

Kındıra kamışçını Acrocephalus schoenobaenus: 2, Balıkdamı, 7 Nisan, OKGT;

Pembe göğüslü ötleğen Sylvia mystacea: 4, Birecik, 6 Nisan, Forsberg H;

Boz söğütbülbülü Phylloscopus bonelli: 1, ışıklı-Gaziantep: 5 Nisan, Bozdoğan M; 3, Halfeti, 7 Nisan, Bozdoğan M;

Büyük kaya sıvacıkuşu Sitta tephronota: 4, ışıklı-Gaziantep, 5 Nisan, Bozdoğan M; 6, Halfeti, 7 Nisan, Bozdoğan M;

Duvar tırmaşıkkuşu Tichodroma muraria: 2, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Bozdoğan M; 1, Aladağlar, 22 Nisan, Akoğlu T;

Küçük serçe Passer moabiticus: 4, Birecik, 14 Mayıs, Özbağdatlı N;

Çöl serçesi Petronia brachydactyla: 5, Erzurum, l0 Haziran, Alagöz Z;


Kara iskete Serinus pusillus: 100, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Forsberg H;

Alamecek Rhodopechy sanguinea: 3, Demirkazık-Niğde, 3 Nisan, Bozdoğan M;

Boz alamecek Rhodospiza obsoleta: 2, Birecik, 6 Nisan, Forsberg H;

Kızıl kirazkuşu Emberiza caesia: 1, ışıklı-Gaziantep, 5 Nisan, Bozdoğan M;



İKGT: İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu

Gök-Kuş-Ağı: Gökova Kuş Gözlem Topluluğu

EKGT: Ege Kuş Gözlem Topluluğu

OKGT: ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu

ULUKUŞ: Uludağ Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu

ANKA: Anka Kuş Gözlem Topluluğu


Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından üç ayda bir hazırlanır.
DHKD Merkez Ofisi: Büyük Postane Caddesi NO:43-45 Kat:5-6 Bahçekapı-IstanbulTel: (0 212) 528 20 30 Faks: (0 212) 528 20 40 e-posta: kelaynak@dhkd.org. http://www.dhkd.org
Ankara Ofisi: Anafartalar Caddesi 17/5 Ulus, Ankara
Tel: (0 312) 310 28 45 . (0 312) 310 33 03 (2 hat) Faks: (0 312) 310 66 42 e-posta: ankara.ofis@dhkd.org
Yayıma Hazırlayan: Bahtiyar Kurt
Düzelti: Ceren Üzel
Tasarım ve Uygulama: PENCERE Grafik Tasarım Tel: (0 212) 216 49 19/20 Faks: (0 212) 216 49 21





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder